Translation of "Bajba" in Turkish

0.062 sec.

Examples of using "Bajba" in a sentence and their turkish translations:

Bajba kerültem.

Başım belaya girdi.

Emiatt bajba kerülsz.

O, seni tehlikeye atar.

Ne keveredjél bajba!

Başını belaya sokma.

Bajba kevered magad.

Senin başın dertte.

Bajba fogsz kerülni.

Başın belaya girecek.

Valaki bajba került.

Birinin başı belada.

Bajba fogok kerülni.

Başıma bela gelecek.

Nem akarok bajba kerülni.

Belaya bulaşmak istemiyorum.

- Bajban vagyok.
- Bajba kerültem.

- Başım dertte.
- Başım belada.

Nem akar bajba kerülni.

O, başına bela gelmesini istemiyor.

Tomi miatt került bajba.

Tom'un yüzünden onun başı belaya girdi.

Remélem, nem kerülünk bajba.

Umarım başımızı derde sokmayız.

Tom gyakran kerül bajba.

Tom genellikle sıkıntı çeker.

Tom néha bajba kerül.

Tom bazen başını belaya sokuyor.

A fiatal bocsok bajba kerültek.

Genç yavrular başlarına bela almış.

Tomi bajba került Mari miatt.

Mary'nin yüzünden Tom'un başı belaya girdi.

Tom soha nem kerül bajba.

Tom asla başını belaya sokmaz.

Fontos, hogy segítsünk a bajba jutottaknak.

Kader kurbanlarına yardım etmek önemlidir.

Nem akarta Tom, hogy Mary bajba kerüljön.

Tom, Mary'nin zorda olmasını istemedi.

Percekkel a felszállás után a repülőgép bajba került.

Havalandıktan sonra dakikalar içinde uçağın başı dertteydi.

Bárcsak velünk maradtál volna, nem kerültél volna bajba.

Eğer sadece bizimle kalsaydın başını belaya sokmazdın.

Csak idő kérdése, hogy Tom újra bajba kerüljön.

Tom başını tekrar derde sokmadan önce, o sadece zaman meselesidir.

A gyerekek főként azért hazudnak, hogy ne kerüljenek bajba.

Çocukların yalan söylemesinin ana nedeni azar işitmekten kaçınmaktır.

- Nem akarok bajt okozni neked.
- Nem akarlak bajba juttatni.

Sana herhangi bir sıkıntı vermek istemiyorum.

A hazugság miatt bajba került, mikor főnöke rájött az igazságra.

- Patronu gerçeği öğrendiğinde, yalan onun başını derde soktu.
- Patronu gerçeği öğrendiğinde yalan onun başını belaya soktu.