Examples of using "Azzal" in a sentence and their turkish translations:
Onunla aynı fikirde misin?
Onunla başlayalım.
Katılıyorum.
Onunla ne yapmak istiyorsun?
beyninizi değiştirebiliyor olmanız.
Sanırım 20 yıl önce
Yemek istediğin kişiyle ye.
Onunla ilgili çok mutluyum.
O konuda onunla aynı fikirdeyim.
ve geçmişte olanla yaşamama izin verdim.
Zarar vermeyerek başlayın.
Bana eşek diyerek beni aşağıladı.
O oyunu tekrar oynadın mı?
Cevap vermeye zahmet etme.
O onu öldürmekle tehdit etti.
- İnkâr etmeye çalışma.
- Boşuna inkâr etme.
Uyanmak için zahmet etme.
Tom'un onunla ilgili ne yapmak zorundaydı?
- Kel olmanın nesi var?
- Kel olmanın nesi yanlış?
zorlu bir girişime başlarken
bizler için meselenin neden önemli olduğunu konuşmaya başlamak,
ama çocuk beni şunu söyleyerek ikna etti,
Ama önce hikâyeye,
O liderlerin her biri hemfikirdir ki
ve yapmaktan kesinlikle nefret ettiğimiz işlerle başlayalım.
tümörün yayılmasını da durdurabileceğimiz yönündedir.
Tom'un nerede olduğu umurumda değil.
Neden ne düşündüğünü önemsemeliyim?
Gözlük takınca çok farklı görünüyorsun.
Bunun için bir doktoru görmeye gitmen gerekir.
- Buna ne dersin!
- Vay canına! Bu harika!
- Vay canına! Bu inanılmaz!
- Şu işe bakar mısın!
- Bak sen!
Tom, Mary'yi öldürmekle tehdit etti.
ve bilgisayarınıza girmekle sizi tehdit ediyorsa
Bu durumun sebebinin
çünkü sadece internete bağlanarak
İnsanoğlunun ilerlemesi istatistikleriyle olan aşinalığım
ilaçlarıyla olan uyumunu izliyordum
Evime gelmek için zahmet etmeyin.
O silahla oynama, o bir oyuncak değil.
Tom ne olduğuyla ilgilenmek istemedi.
Tom giderlerini düşürmeye çalışıyor.
Ne istiyorsanız onu alın.
- O sözleşmeyi kabul ederek kendi ayağına sıktı.
- O sözleşmeyi kabul ederek bindiği dalı kesti.
- O sözleşmeyi kabul ederek kendi ipini çekti.
Tom'un kız arkadaşı, ondan ayrılmakla tehdit etti.
- Onun eylemleri sözlerine uymuyor.
- Onun yaptıklarıyla söyledikleri birbirini tutmuyor.
Tom başarılı olmak için gerekli niteliklere sahip.
Neden diğer insanların ne düşündüğünü önemsiyorsun?
Başkalarının hakkında kötü konuşarak bir şey kazanamazsın.
Tom günün çoğunu bunu yaparak geçirdi.
Seni ne kadar özlediğimin farkında olduğunu sanmıyorum.
Arabalarını satmakta acele etmiyorlar.
Bir dil öğrenmekle yanlış bir şey yapamazsın.
Tatillerde, zamanımı hiçbir şey yapmadan geçiriyorum.
Başka insanların çocuklarının eğitimini önemsemekle işe başlayabiliriz.
Mümkünse size bazı sorular sorarak başlamak istiyorum.
Bir hava alanı ve onunla bağlantılı bütün işleri düşünün.
video oyunlarının kendilerine kattıklarına ve bir topluluk olmaya dair
şu an dünya insanlarının üçte ikisi demokrasi çatısı altında yaşıyor.
Peki ya Tanrı örneğinin ta kendisinden bahsedersek?
Konuyu tartışmak bizi herhangi bir yere götürmez.
Yarın onunla ilgileneceğim.
- Tom Mary'nin söylediklerinin çoğuyla aynı fikirde.
- Tom Mary'nin söylediğinin çoğu ile aynı fikirde.
ve hatta bir davada siyasi muhaliflerinden birini öldürmekle suçlandı.
hayatımın böylesine önemli bir kısmını paylaşmamak
Bütün günü çocuklarımla oynayarak geçirdim.
Ona bir kazak örmek için günler harcadı.
O bıçağa dikkat etmezsen kendini kesebilirsin.
Biz öldükten sonra neden ne olduğunu önemsemeliyiz?
- Bazı insanlar sahip olduklarından asla memnun değildir.
- Bazı insanlar sahip olduklarıyla asla tatmin olmazlar.
Neden ne gördüğünü bize söyleyerek başlamıyorsun?
Bir kadın olmanın ne kadar zor olduğunu hiç fark etmedim.
O süt satarak çok para yaptı.
Kazanın sebebi olduğunun tamamen farkındadır.
Tom kesinlikle dün burada ne olduğunun farkında.
Tom bunu yapmaktan bıkıp usandı.
ve insanların başka bir gezegende yaşamasıyla son buluyor.
geleceğin şehrini resmetmek için çok zaman harcadım.
Alt üst yaşanan bir hayat, daha fazla enerji saklıyor.
Yani bir süredir genel fikri biliyorduk.
Tom bu evli kadınla birlikte olmayı sürdürdü.
Dan kendine benzin fışkırttı ve kendini yakmakla tehdit etti.
Onun üzerinde bir ev inşa etme planıyla bir arazi satın aldı.
- Daha önce o kızla karşılaştım.
- O kızı daha önce gördüm.
ayrıca istek ve ihtiyaçlarına değer vermelisiniz.
Hareket eden tembel hayvanları dikkatle izleyerek saatler geçirdim.
Peki ya ortaokula gidebilen çok az şanslı genç?
Ne olduğunu umursamıyor musun?
- Ağlamanın ve şikayet etmenin bir yararı yok. Sahip olduklarınla mutlu olmaya çalış.
- Ağlamanın ve şikayet etmenin bir yararı yok. Sahip olduklarınla mutlu olmaya çalışın.
Tekrarlanan uyarılara rağmen, Tom bunu yapmaktan vazgeçmedi.
Grip ile karşılaştırmaya başladığımızda, aslında biraz içimizi rahatlatıyoruz.
- Dün söylediği geçen hafta söylediğiyle birbirini tutmuyor.
- Onun dün söylediği geçen hafta söylediği ile birbirini tutmuyor.
Bu sözlüğü onunla karşılaştırdığınızda hangisinin daha iyi olduğunu kolayca görebilirsiniz.
Geçen hafta o sorunla ilgilenerek epeyce zaman harcadım.
hissettiğim ile kendim için para istemekle hissettiğim aynı değil.
Çünkü güzellik ve sevgiye olan ilk bakış açıları bu.
Eğer onlar vazoyu bulmasalardı, John onu çalmakla suçlanırdı.
Meryem, yolculuğun engebeli bölümlerinde destek için yürüyüş batonu kullandı.
Fiyat için endişelenme.
Sana, seni sevdiğimi söylediğimde sana gerçeği söyledim.
Bu görkemli planları yapmak iyi fakat tabağında sahip olduğunla başlamanı istiyorum.