Translation of "Apád" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Apád" in a sentence and their turkish translations:

Kérdezd apád!

Babana sor!

Apád tanító?

Senin baban öğretmen mi?

- Az apád szeret téged.
- Szeret az apád.

Baban seni seviyor.

Az apád vagyok.

Ben senin babanım.

Szigorú az apád?

Senin baban sert mi?

Hol van apád?

Baban nerede?

Ki az apád?

Senin baban kim?

Gazdag az apád?

Baban zengin mi?

Az apád tanár?

Senin baban bir öğretmen mi?

Erős az apád?

Baban güçlü müdür?

- Az apád nagyon kedvesnek tűnik.
- Apád nagyon kedvesnek tűnik.

Baban çok hoş görünüyor.

- Ne feleselj! Az apád vagyok!
- Ne szájalj! Az apád vagyok!

Bana bir daha cevap verme. Ben senin babanım.

Hallgatnod kéne apád tanácsára!

Babanın tavsiyesini dinlemelisin.

Nem vagyok az apád.

Ben senin baban değilim.

Hallottad, amit apád mondott.

Babanın ne dediğini duydun.

Hol volt az apád?

Baban neredeydi?

Tehát, mit mondott apád?

Peki, baban ne dedi?

Hogy van az apád?

Baban nasıl?

Itt van az apád?

Baban burada mı?

Apád büszke lenne rád.

Baban seninle gurur duyardı.

Apád mosta le a kocsit?

Araba baban tarafından yıkandı mı?

Ülj le az apád mellé.

Git ve babanın yanında otur.

Büszke vagyok, hogy apád lehetek.

Baban olmaktan gurur duyuyorum.

Luke, én vagyok az apád.

Luke, ben senin babanım.

- Ő az apád.
- Ő az édesapád.

O senin baban.

- Az apád egy orvos?
- Édesapád orvos?

Senin baban doktor mu?

Az apád megadott volna neked mindent.

Baban sana her şeyi vermek isterdi.

Pont olyan vagy, mit az apád.

- Aynı baban gibisin.
- Sadece baban gibisin.

Az apád is büszke lenne rád.

Baban da seninle gurur duyardı.

Megígérem, hogy apád megérkezéséig veled maradok.

- Baban gelinceye kadar seninle birlikte kalacağıma sana söz veriyorum.
- Baban gelinceye kadar seninle kalacağıma söz veriyorum.

- Nagyon is jól tudom, ki a te apád.
- Tudom jól, hogy kicsoda a te apád.

Babanın kim olduğunun farkındayım.

- Emlékezz, mit szokott mondani apád ilyen helyzetekben.
- Emlékezz csak rá, hogy apád mit szokott mondani ilyenkor.

Böyle durumlarda babanın ne söylediğini hatırla.

Az igazat megvallva, nem vagyok az apád.

Doğruyu söylemek gerekirse, ben senin baban değilim.

Tudod-e, hogy hová ment az apád?

- Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
- Babanın nereye gitmiş olduğunu biliyor musun?
- Baban nereye gitti, biliyor musun?

Apád tud róla, hogy összetörted az órádat?

Baban senin saatini kırdığını biliyor mu?

Hány éves volt apád, amikor nyugdíjba ment?

Emekli olduğunda baban kaç yaşındaydı?

Azt hiszem, apád remélte, hogy főiskolára fogsz járni.

Sanırım baban üniversiteye gideceğini umuyordu.

Elég idős vagyok hozzá, hogy az apád lehessek.

Ben senin baban olacak kadar yaşlıyım.

Teljesen biztos, hogy el akarod adni apád gitárját?

Babanın gitarını satmak istediğine tam olarak emin misin?

- Apád jött már ?
- Az Ön apja jött már ?

Baban geldi mi?

Biztos vagyok benne, hogy apád nagyon büszke rád.

Babanın seninle çok gurur duyduğundan eminim.

- Apád a kertben van?
- Apátok a kertben van?

- Baban bahçede mi?
- Babanız bahçede mi?

El tudnád ismételni, kérlek, hogy ki az apád?

Lütfen babanın kim olduğunu bana tekrar söyler misin?

Ó fiam, mit fog apád veled tenni, amikor hazaér?

Ah oğlum, baban eve vardığında senin için ne yapacak?

- Én ismerem az apádat.
- Ismerem apád.
- Ismerem én apádat.

- Babanı tanıyorum.
- Senin babanı tanıyorum.
- Ben senin babanı tanıyorum.

- Ki az apád?
- Ki az apja?
- Ki az ön apja?

Senin baban kim?

Nem érdekel, mi az apád! Attól még követned kell az utasításaimat.

Babanın kim olduğu umurumda değil. Hala benim emirlerime uymak zorundasın.

Először is, ő az apád, másodszor meg, nagyon beteg. Tamás, teljességgel támogatnod kell őt.

İlk olarak, o senin baban, ikincisi, o çok hasta. Tom, ona kesinlikle yardım etmelisin!

- Milyen idős az édesapád?
- Hány éves az édesapád?
- Édesapád hányadik esztendejében jár?
- Mennyi idős az apád?

Baban kaç yaşında?