Translation of "íze" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "íze" in a sentence and their turkish translations:

- Annak rettenetes íze van.
- Ennek szörnyű íze van.
- Ennek rémes íze van.

Onun tadı berbat.

Milyen az íze?

Bunun tadı nasıl?

Dohos íze van.

Bunun tadı küflü.

Nagyszerű íze van.

Onun tadı harika.

Nem jó az íze.

Bunun hoş olmayan bir tadı var.

Ennek rossz íze van.

Bunun tadı kötü.

Rossz íze van a tejnek.

Sütün tadı kötüydü.

Nem túl jó az íze.

Çok iyi tadı yok.

- Milyen az íze?
- Hogy ízlik?

Onun nasıl tadı var?

Szerintem ennek jó íze van.

Sanırım bunun tadı iyi.

A hatalom íze persze édes volt.

Tabii ki güç tatlıydı.

Nincs jó íze ennek a gyümölcsnek.

Bu meyvenin tadı iyi değil.

A gyurmának nyilván sós íze van.

Oyun hamurunun görünüşe göre tuzlu bir tadı var.

Ennek a joghurtnak fura íze van.

Bu yoğurdun tadı tuhaf.

Nagyon tetszik a sós karamell egyedi íze.

Tuzlu karamelin eşsiz tadını severim.

Ennek olyan az íze, mint a teának.

Bunun tadı çaya benziyor.

A tea nagyon keserű és nincs jó íze.

Çay gerçekten acı ve tadı iyi değil.

Nem szeretem az alkoholt, mert rossz íze van.

Tadı kötü olduğu için alkolden hoşlanmıyorum.

A nattónak rémes szaga van, de az íze nagyon kellemes.

" Natto " berbat kokuyor, ama lezzetli.

Ha több teafüvet teszel a kannába, jobb íze lesz a teának.

Eğer demliğe biraz daha çay yaprakları koyarsan, çayın tadı daha iyi olacaktır.

- Az éhség a legjobb szakács.
- Mikor éhes vagy, mindennek jó az íze.

Biri aç olduğunda her şeyin tadı iyi olur.

- A köhögés elleni szirupnak édesgyökér-íze van.
- A köhögés elleni szirup medvecukor-ízű.

Öksürük şurubunun bir meyan kökü lezzeti var.