Translation of "Ennek" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "Ennek" in a sentence and their turkish translations:

- Ennek nincs értelme.
- Ennek semmi értelme.

O beyhude.

Örülök ennek.

Ben ondan memnunum.

- Ennek mennyi az ára?
- Mi az ára ennek?

Onun fiyatı nedir?

- Ennek meg kell szűnnie.
- Ennek meg kell állnia.

Bu durmak zorunda.

Ennek jelentősége van,

İnsanlara davranışlarını değiştirtmek istiyorsanız,

ennek semmi értelme.

bu saçmalık.

Ennek van vécéje?

Onun bir tuvaleti var mı?

Nem örülök ennek.

Ben bununla mutlu değilim.

Ennek lenne értelme.

Bu mantıklı olur.

Ennek nincs értelme.

Bu bir anlam ifade etmiyor.

Vessünk véget ennek!

- Bitirelim bunu.
- Şu işi bitirelim.

Ennek nem örült.

O onun hakkında mutlu değildi.

Ennek szappaníze van.

Bunun tadı sabun gibi.

Nagyon örülök ennek.

Onun hakkında mutluyum.

- Ennek így kellene lennie.
- Ennek így kellett volna lennie.

Bu şekilde olmalıydı.

- Ennek marhára nincs semmi értelme.
- Ennek baromira nincs semmi értelme.

Bu lanet olası hiç mantıklı değil.

- Szerintünk ennek nincs értelme.
- Úgy gondoljuk, hogy ennek nincs értelme.

Bunun mantıklı olmadığını düşünüyoruz.

ennek következtében biológiailag újjászerveződött.

ve bu da beynin biyolojik olarak yeniden düzenlenmesine yol açtı.

Mit tanácsol ennek érdekében?"

İyi uyku için tavsiyeleriniz neler?"

Ennek egyszerű az oka:

Nedenini anlamak kolay:

Ennek ez a módja.

Böyle bir şey oluyor.

Lehet ennek üzleti oka,

İş ile ilgili olabilir,

Ennek szerintem semmi értelme.

Bana bir şey ifade etmiyor.

Látszólag ennek semmi értelme.

- Bu, anlam ifade eder gibi görünmüyor.
- Bu anlamlı gibi görünmüyor.
- Bu mantıklı gözükmüyor.

Mi köze ennek hozzám?

Bunun benimle ne ilgisi var?

Vessünk ennek gyorsan véget.

Bunu hızlıca sonlandıralım.

Ennek jó illata van.

O güzel kokuyor.

Tom nem örül ennek.

Tom bununla mutlu değil.

Ennek elegendőnek kell lennie.

Bu yeterli olmalı.

Ennek ez a vége.

Bunun sonu.

A barátom megszállottja ennek.

Arkadaşım buna kafayı takmış durumda.

Mikor lesz ennek vége?

Bu ne zaman bitecek?

Ennek így kell lennie.

- Olması gereken bu işte.
- Tam da böyle olması gerekiyor.

Ennek be kell következnie.

Olması gereken bu.

Ennek nem szabad megtörténnie.

Bu olmamalı.

Ennek rossz íze van.

Bunun tadı kötü.

Ennek jónak kell lennie.

Bu yapmak zorunda kalacak.

Ennek lejárt a szavatossága.

Bunun süresi dolmuş.

Ennek elégnek kellene lennie.

O yeterli olmalı.

- Önök ennek a háznak a tulajdonosai?
- Ti vagytok ennek a háznak a tulajdonosai?
- Ön a tulajdonosa ennek a háznak?
- Te vagy ennek a háznak a tulajdonosa?

Bu evin sahibi siz misiniz?

- Ennek soha sem lesz vége.
- Ennek sosem lesz vége.
- Ennek soha nem lesz vége.
- Ez soha nem ér véget.

- Bu sonuna kadar asla gitmez.
- Bu asla bitmeyecek.

- Ennek a mondatnak az értelme bizonytalan.
- Ennek a mondatnak az értelme homályos.

Bu cümlenin anlamı belirsiz.

- Annak rettenetes íze van.
- Ennek szörnyű íze van.
- Ennek rémes íze van.

Onun tadı berbat.

- Mi a jelentése ennek a mondatnak?
- Mi ennek a mondatnak a jelentése?

Bu cümlenin anlamı nedir?

- Ennek a lököttnek éles fogai vannak.
- Ennek az agyatlannak élesek a fogai.

Bu aptalın keskin dişleri var.

- Ki ennek a drámának a szerzője?
- Ki a szerzője ennek a drámának?

Bu dramanın yazarı kimdir?

- Mi ennek a mondatnak a jelentése?
- Mi ennek a kifejezésnek a jelentése?

Bu sözcük grubunun anlamı nedir?

Ennek hatására a márkaépítés módszere

Ardından, markalaşma disiplini

Nem kell ennek így lennie.

Bu şekilde olmak zorunda değil.

Szívbetegségük ennek ellenére is továbbfejlődött.

Kalp hastalıkları yine de ilerledi.

Teszünk pár dolgot ennek érdekében.

Biz de birkaç şey yapıyoruz.

Megtalálta. De ennek ára van.

Dişiyi buldu. Ama ne pahasına?

Ennek pedig súlyos hatásai lehetnek.

O ince tersine dönüşün büyük sonuçları olabilir.

Ennek megakadályozására szigorú törvényeket hoztunk.

Bunun yaşanmasını önlemek için bu katı yasaları koyduk.

Ennek hatása van a munkatársakra,

Bu durumun ciddi bir etkisi var,

én pedig ennek örömére elkezdtem

Bense onun dünyasını daha da derinden görmeye,

Ne hidd, hogy ennek vége!

Bunun bittiğini sanmayın.

Ennek nem várt következményei lehetnek.

Bunun umulmadık sonuçları olabilir.

- Van ennek jelentősége?
- Számít ez?

Önemli mi?

Ennek a filmnek nincs értelme.

- Bu film hiçbir anlam ifade etmiyor.
- Bu film saçma.

Úgy gondolom, ennek van értelme.

Sanırım o bir anlam ifade ediyor.

Ennek nem látom semmi értelmét.

Bunu yapmanın hiçbir anlamı olmadığını görüyorum.

Nem lesz ennek jó vége.

Bu iyi bitmeyecek.

Nem ennek kellett volna történnie.

Olması gereken bu değil.

Ennek a fordítottja is igaz.

- Aksi de doğru.
- Tersi de doğru.

Vége lesz ennek valaha is?

Bu hiç bitecek mi?

Van ennek egyáltalán bármi értelme?

Bu hiç mantıklı mı?

Tom tagja ennek a szervezetnek.

Tom bu örgütün bir üyesidir.

Ennek a kabátnak nincsenek zsebei.

Bu montun cepleri yok.

Mi köze van ennek hozzánk?

Bunun bizimle ne ilgisi var?

Ennek az autónak van riasztója.

Bu arabanın bir alarmı var.

Ennek a mondatnak semmi értelme.

- Bu cümle mantıksız.
- Bu cümlenin bir anlamı yok.

Ennek már több értelme van.

Bu daha mantıklı.

Ennek a szobának penészszaga van.

Bu oda küflü kokuyor.

Szerintem ennek jó íze van.

Sanırım bunun tadı iyi.

Tom szerint semmi értelme ennek.

Tom bunun mantıklı olduğunu sanmıyor.

Tomi nem fog ennek örülni.

Tom onun hakkında mutlu olmayacak.

- Szeretem ennek a dalnak a melódiáját.
- Tetszik nekem ennek a dalnak a dallama.

Bu şarkının melodisini seviyorum.

- Ennek a városnak nagy tévéállomása van.
- Ennek a városnak van egy nagy tévéadója.

Bu şehrin büyük bir televizyon istasyonu var.

- Hiányzik ennek a könyvnek az utolsó oldala.
- Ennek a könyvnek az utolsó oldala hiányzik.

Bu kitabın son yaprağı eksik.

Ennek nem kéne vita tárgyát képeznie.

Bu konu tartışmalı olmamalı.

Ennek a felfogásnak sok előnye van.

Bu kavramsallaştırmanın harika faydaları var.

Ha ennek nagyságát nem fogjuk föl,

Eğer biz bunun boyutunu anlamazsak

és most pontosan ennek lehetünk tanúi.

ve şu an gördüğümüz de bu.

Részben ennek az indulatnak az eredményeként,

biraz da bu öfkenin sonucu olarak

De nem kell ennek így lennie.

ama bu şekilde olmak zorunda değil.

Mostanra ennek esélye a századára csökkent.

çocukların üçte biri 50. doğum günlerini göremiyordu.

Mi kétségtelenül az elején jártunk ennek,

Açıkçası yolun başındayız,

De nem muszáj ennek így történnie.

Ama bence bu böyle olmamalı.

Meg kellett tudnom ennek az okát.

Ben de nedenini öğrenmek istedim.

Ennek az országnak a szépsége leírhatatlan.

O ülkenin güzelliği tarifin ötesindedir.

Nincs jó íze ennek a gyümölcsnek.

Bu meyvenin tadı iyi değil.

Négy éve dolgozom ennek az újságnak.

4 yıldır bu gazete için çalışıyorum.

Ennek a virágnak jó illata van.

- O çiçek güzel kokuyor.
- Bu çiçek tatlı kokuyor.