Examples of using "égen" in a sentence and their turkish translations:
Gökte hiç bulut yok.
Gökyüzünde binlerce yıldız görebiliriz.
Yıldızlar gökyüzünde parladı.
- Kuş göktedir.
- Kuş gökte
- Kuş gökyüzündedir.
Ay gökyüzünde düşük.
- Gökyüzünde tek bir yıldız görülemez.
- Gökyüzünde tek bir yıldız bile görülemedi.
Bir kuş gökyüzünde yükseklerde uçuyordu.
O dün gece gökyüzünde bir UFO gördü.
Bir beyaz bulut, mavi gökyüzünde yüzüyor.
Bulut gökyüzündeki bir buhar kütlesidir.
- Mary gökyüzünde garip bir mavi ışık gördü.
- Mary gökyüzünde tuhaf mavi bir ışık gördü.
Ay gökyüzünde olmadığı zaman nereye gider?
Gökyüzünde bir kuş gibi uçma arzusu uçağın icadına ilham oldu.
"Gökte gördüm bir köprü, Rengi var yedi türlü." "Gökkuşağı."
Güzel bir gündü ve gökyüzünde hiç bulut yoktu.
Hava kapandı.