Examples of using "Zeitlang" in a sentence and their turkish translations:
O, bir süre sessiz kaldı.
Biraz zaman alacak.
Tom bir süre sessiz kaldı.
Bir süre için sürmeyi devralabilir misin?
Tom bir süre Fransızca okudu.
Tom ve ben bir süre sohbet ettik.
Tom ve Mary bir süre yakalama oynadı.
Bir süre birbirimizi göremeyiz.
Bir süre köpeğime bakar mısın?
Tom bana onun bir süre alabileceğini söyledi.
Boston'da Tom ile vakit geçirdim.
Tom ve Mary bir süre Boston'da yaşadı.
Bu şarkıyı bir süre duymadım.
Ben bir süre eski arabayla yetinmek zorunda kalacağım.
Burada bir süre kalmamızın bir sakıncası var mı?
Biz bir süre onu yalnız bırakmaya karar verdik.
Tom bir süre kasabanın dışına çıkmak istediğini söyledi.
Sanırım bu projeyi bir süre ikinci plana atmamız gerekecek.
Tom, Mary'den ayrıldıktan sonra bir süre arabasında yaşadı.
Tom ameliyattan sonra uyandığında bir süre hayal dünyasındaydı.
Mağaza açılıncaya kadar bir süre beklemekten başka seçeneğimiz yoktu.
Başka birinin gelip gelmeyeceğini görmek için bir süre takıldım.
Tom bana işini kaybetse bile tasarrufları ile bir süre yaşayabileceğini söyledi.
Yataktan çıkmadan önce günün geriye kalanında ne yapacağım hakkında düşünerek biraz zaman harcarım.