Translation of "übernehmen" in Turkish

0.026 sec.

Examples of using "übernehmen" in a sentence and their turkish translations:

- Du könntest die Führung übernehmen.
- Sie könnten die Führung übernehmen.
- Ihr könntet die Führung übernehmen.

Öncülük edebilirsin.

Niemand will Verantwortung übernehmen.

Kimse sorumluluk almak istemiyor.

Die Tagschicht kann endlich übernehmen.

Artık gündüz vardiyası işbaşı yapabilir.

Soll ich diese Arbeit übernehmen?

O işi yapmamı ister misin?

Wer wird ihre Klasse übernehmen?

Onların sınıfının sorumluluğunu kim alacak?

Jemand muss die Führung übernehmen.

- Biri öncülük etmeli.
- Biri yol göstermeli.

Er musste die Aufgabe übernehmen.

Görevi üstlenmek zorundaydı.

- Könntest du eine Zeitlang das Fahren übernehmen?
- Könnten Sie eine Zeitlang das Fahren übernehmen?
- Könntet ihr eine Zeitlang das Fahren übernehmen?

Bir süre için sürmeyi devralabilir misin?

Mancherorts übernehmen sie sogar die Kontrolle.

Bazı yerleri de ele geçirmeye başlamışlardır.

- Übernimm du.
- Übernehmt ihr.
- Übernehmen Sie.

Yönetimi devral.

Ich werde von hier an übernehmen.

Onu buradan alacağım.

Mein Sohn wird die Arbeit übernehmen.

Oğlum işi devralacak.

Tom wollte den Familienbetrieb nicht übernehmen.

Tom aile işletmesini devralmak istemedi.

Ein neuer Lehrer wird die Klasse übernehmen.

Yeni bir öğretmen bu sınıfın sorumluluğunu üslenecek.

Ich soll das Geschäft meines Vaters übernehmen.

Babamın işini devralacağım.

- Übernimm die Kontrolle.
- Übernehmen Sie die Kontrolle.

- Yönetimi ele geçir.
- Kontrolü ele al.
- Kontrol altına alın.

- Übernimm das Kommando.
- Übernehmen Sie das Kommando.

İdareyi ele alın.

- Übernimm das Steuer.
- Übernehmen Sie das Steuer.

Direksiyona geç.

Sie ist nicht bereit Verantwortung zu übernehmen.

O sorumluluk kabul etmek için isteksiz.

Nach Spanien zurück, um das Kommando zu übernehmen.

üstlenmesi için İspanya'ya geri gönderdi .

Ich möchte, dass Sie alle diese eine Rolle übernehmen.

Hepinizin oynadığı bir rol hakkında istirhamda bulunuyorum:

Von Hindenburg und Ludendorff, übernehmen das Kommando im Westen.

von Hindenburg ve Ludendorff, emri al batıda.

Ich werde einmal das Geschäft meines Vaters übernehmen müssen.

Gelecekte babamın işini devralmak zorunda kalacağım.

Tom hat sich bereit erklärt, die Aufgabe zu übernehmen.

Tom işi yapmayı kabul etti.

Sie war einverstanden, die Hälfte der Miete zu übernehmen.

O, kiranın yarısını ödemeyi kabul etti.

Shun wird meine Arbeit übernehmen, während ich weg bin.

Ben yokken Shun işimi devralacak.

Du musst anfangen, Verantwortung für deine Taten zu übernehmen.

Eylemlerin için sorumluluk almaya başlaman gerekiyor.

Lassen Sie nicht jemand anderen diesen Job für Sie übernehmen.

Başka birinin bu yeri almasına izin vermeyin.

Wenn Sie diese neue Vorgehensweise übernehmen, werden Sie Zeit sparen.

Bu yeni yöntemi benimserseniz zaman kazanırsınız.

Er wird das Geschäft übernehmen, wenn sich sein Vater zurückzieht.

O, babası emekli olduğunda işi devralacak.

Du musst anfangen, Verantwortung für dein Handeln zu übernehmen, junge Dame!

Eylemlerin için sorumluluk almaya başlaman gerekir, genç bayan.

Wir wollen sehen, ob ich Tom überzeugen kann, die Aufgabe zu übernehmen.

Tom'u işi yapması için ikna edip edemeyeceğimi görelim.

Tom erbot sich, all das zu übernehmen, was sonst niemand machen wollte.

Tom başka hiç kimsenin yapmak istediği her şeyi yapmak için gönüllüydü.

Bat er Napoleon, so bald wie möglich zurückzukehren, um das Kommando zu übernehmen.

Napolyon'a yönetimi devralmak için bir an önce geri dönmesi için yalvardı.

Der Grande Armée - und marschierten nach Osten, um die Dritte Koalition zu übernehmen.

ve Üçüncü Koalisyon'u ele geçirmek için doğuya yürüdüler.

Ich habe keine Zeit, mich mit dem Brief zu beschäftigen. Könntest du das übernehmen?

Bu mektupla ilgilenecek vaktim yok. Onunla ilgilenebilir misiniz?

Als Napoleon im Juni in die Niederlande vorrückte, um die Armeen von Wellington und Blücher zu übernehmen

Napolyon Haziran ayında Wellington ve Blücher'in ordularını ele geçirmek için Hollanda'ya ilerlediğinde

- Rie Kawada übernimmt meine Arbeit, während ich weg bin.
- Rie Kawada wird meine Arbeit übernehmen, während ich weg bin.

Ben yokken işimi Rie Kawada yapacak.