Translation of "Wovon" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Wovon" in a sentence and their turkish translations:

- „Wusstest du davon?“ – „Wovon?“
- „Wussten Sie davon?“ – „Wovon?“

- "Bunun hakkında bilgi sahibi miydin?" "Neyin hakkında?"
- "Bu konuda bilgi sahibi miydin?" "Hangi konuda?"

Wovon sprechen die?

Onlar ne hakkında konuşuyor?

Wovon träumen Traumfrauen?

- Hayalleri süsleyen kadınlar neyin hayalini kurar?
- Rüya kadınlar rüyalarında ne görür?

Wovon träumen Eichhörnchen?

Sincaplar neyle ilgili düş görürler?

Wovon spricht er?

O ne hakkında konuşuyor?

Wovon handelt es?

O ne hakkındadır?

Wovon sprechen Sie?

Ne hakkında konuşuyorsunuz?

- Wovon genau handelt Ihr Buch?
- Wovon genau handelt euer Buch?
- Wovon genau handelt dein Buch?

Kitabın tam olarak ne hakkında?

Wovon ist diese Flagge?

Bu bayrak nereden geliyor?

Wovon handelt dieses Buch?

Bu kitap ne hakkında?

Wovon spricht Tom genau?

Tom tam olarak neden bahsediyor?

Wovon handelt der Text?

Metin ne hakkında?

Wovon handelt das Buch?

Kitap ne hakkında?

- Du weißt genau, wovon ich rede.
- Ihr wisst genau, wovon ich rede.
- Sie wissen genau, wovon ich rede.

Ne hakkında konuştuğumu tam olarak biliyorsun.

- Du weißt genau, wovon er redet.
- Ihr wisst genau, wovon er redet.
- Sie wissen genau, wovon er redet.

Onun ne hakkında konuştuğunu tam olarak biliyorsun.

- Du weißt genau, wovon sie redet.
- Ihr wisst genau, wovon sie redet.
- Sie wissen genau, wovon sie redet.

Onun neyden bahsettiğini tam olarak biliyorsun.

- Tom wusste nicht, wovon Mary sprach.
- Tom wusste nicht, wovon Maria sprach.

Tom Mary'nin ne hakkında konuştuğunu bilmiyordu.

Verstehst du, wovon er erzählt?

Onun anlattığını anlıyor musun?

Er weiß, wovon er redet.

O neden bahsettiğini biliyor.

Du weißt, wovon ich rede!

Neden bahsettiğimi biliyorsun.

Ich weiß, wovon ich rede.

Ne dediğimi biliyorum.

Ich weiß, wovon ich spreche.

Neyi konuştuğumu biliyorum.

Tom weiß, wovon er redet.

Tom onun ne hakkında konuştuğunu biliyor.

Wovon sprach ich noch mal?

Yine ne hakkında konuşuyordum?

- Hast du eine Ahnung, wovon ich rede?
- Habt ihr eine Ahnung, wovon ich rede?
- Haben Sie eine Ahnung, wovon ich rede?
- Haben Sie eine Ahnung, wovon ich spreche?

Ne hakkında konuştuğuma dair herhangi bir fikrin var mı?

- Weißt du, wovon das Problem verursacht wird?
- Wisst ihr, wovon das Problem verursacht wird?
- Wissen Sie, wovon das Problem verursacht wird?

Soruna neyin neden olduğunu biliyor musun?

Er weiß nicht, wovon er spricht.

Ne dediğini bilmiyor.

Sie weiß nicht, wovon sie redet.

Ne dediğini bilmiyor.

- Was sagt er?
- Wovon spricht er?

- O ne diyor?
- Ne söylüyor?

Wovon hast du ein Bild gemacht?

Neyin bir resmini çektin?

Tom wusste nicht, wovon Maria sprach.

Tom Mary'nin ne hakkında konuştuğunu bilmiyordu.

Ich verstand nicht, wovon sie redete.

Onun ne hakkında konuştuğunu anlamadım.

Wovon, meinst du, träumt sie gerade?

Onun ne hakkında hayal kurduğunu düşünüyorsun?

Tom weiß nicht, wovon er spricht.

Tom onun ne hakkında konuştuğunu bilmiyor.

Ich habe keine Ahnung, wovon er redet.

Onun ne hakkında konuşuyor olduğuna dair hiçbir fikrim yok.

Ich weiß nicht, wovon Tom gerade spricht.

Tom'un ne hakkında konuştuğunu bilmiyorum.

Ich weiß wirklich nicht, wovon du sprichst.

Neden bahsettiğini gerçekten bilmiyorum.

- Von was redest du?
- Wovon redest du?

- Ne hakkında konuşuyorsun?
- Sen neden bahsediyorsun?

Sie hatte keine Ahnung, wovon ich sprach.

Onun konuştuğum şey hakkında hiçbir fikri yoktu.

Tom hatte keine Ahnung, wovon ich sprach.

Tom'un konuştuğum şey hakkında hiçbir fikri yoktu.

Du hast keine Ahnung, wovon du sprichst.

Ne hakkında konuştuğuna dair bir ipucun yok.

Tom versteht nicht, wovon du gerade sprichst.

Tom neden bahsettiğinizi anlamıyor.

Wovon willst du leben, während du dort bist?

Sen oradayken geçimini neyle sağlayacaksın?

Ich habe keine Ahnung, wovon du überhaupt sprichst.

- Ne konuştuğun hakkında hiçbir fikrim yok.
- Ne hakkında konuştuğunu bilmiyorum.

- Es gibt noch vieles, wovon ich dir nichts erzählt habe.
- Es gibt noch vieles, wovon ich Ihnen nichts erzählt habe.
- Es gibt noch vieles, wovon ich euch nichts erzählt habe.

Henüz sana söylemediğim bir sürü şey var.

- Von was redest du?
- Wovon redest du?
- Wovon sprechen Sie?
- Worüber sprichst du?
- Worüber sprechen Sie?
- Worauf sprechen Sie an?

Ne hakkında konuşuyorsun?

- Ich weiß nicht, wovon du sprichst.
- Ich weiß nicht, von was ihr sprecht.
- Ich weiß nicht, von was Sie sprechen.
- Ich weiß nicht, wovon Sie sprechen.
- Ich weiß nicht, wovon du redest.

Ne hakkınızda konuştuğunu bilmiyorum.

Denn wenn es das ist, wovon unser Glück abhängt --

Çünkü, eğer mutluluğumuz bu duruma bağlıysa--

Träumt er? Wenn er träumt, wovon träumt er dann?

Rüya görüyor mu? Eğer görüyorsa ne görüyor?

Gibt es sonst noch etwas, wovon ich wissen sollte?

Bilmem gereken başka bir şey var mı?

Tom hatte keine Ahnung, wovon die Frau erzählt hat.

Tom'un kadının ne hakkında konuştuğuyla ilgili bir fikri yoktu.

Ich habe nicht die leiseste Ahnung, wovon du redest.

Neden bahsediyorsun zerre kadar fikrim yok.

- Tu nicht so, als wüsstest du nicht, wovon ich rede!
- Tun Sie nicht so, als wüssten Sie nicht, wovon ich rede!

Neden bahsettiğimi bilmiyormuş gibi davranma.

Hör nicht auf Tom. Er weiß nicht, wovon er redet.

Tom'u dinleme. O ne dediğini bilmiyor.

Es gibt etwas, wovon ich will, dass du es siehst.

Burada görmeni istediğim bir şey var.

- Was? Wovon redest du?
- Wie bitte? Was redest du da?

Ne? Ne hakkında konuşuyorsun?

Tom und Maria hatten beide keine Ahnung, wovon Johannes redete.

Hem Tom'un hem de Mary'nin John'un ne hakkında konuştuğuna dair fikirleri yoktu.

Tu nicht so, als wüsstest du nicht, wovon ich rede!

Ne hakkında konuştuğumu bilmiyorsun gibi davranma.

- Wovon handelt das Buch?
- Worum geht es in dem Buch?

Kitap ne hakkında?

Tom tat so, als wüsste er nicht, wovon Maria sprach.

Tom, Mary'nin neden bahsettiğini bilmiyormuş gibi davrandı.

Wenn ich immer glücklich wäre, wovon sollte ich dann träumen?

Hayatta hep mutlu olursam, hayalini kuracak neyim kalır?

Tom tat etwas, wovon er nicht wollte, dass Maria es erfuhr.

Tom Mary'nin bilmesini istemediği bir şey yaptı.

Es gibt da etwas, wovon ich meine, dass du’s erfahren musst.

Sanırım bilmeniz gereken bir şey var.

- Ich weiß nicht, wovon du sprichst.
- Ich weiß nicht, von was ihr sprecht.
- Ich weiß nicht, von was Sie sprechen.
- Ich weiß nicht, wovon du redest.

Ne hakkınızda konuştuğunu bilmiyorum.

- Worüber habt ihr gesprochen?
- Wovon hast du gesprochen?
- Worüber haben Sie gesprochen?

Ne hakkında konuştun?

Vielleicht hat Tom etwas genommen, wovon er besser die Finger gelassen hätte.

Sanırım Tom almaması gereken bir şey almış olabilir.

- Es gibt nichts, wovon wir sprechen könnten.
- Wir haben nichts zu besprechen.

Hakkında konuşacak bir şeyimiz yok.

„Weißt du, welcher Tag heute ist?“ - „Wovon sprichst du?“ - „Heute ist unser Hochzeitstag!“

"Bugün günlerden ne biliyor musunuz?" "Ne hakkında konuşuyorsun?" "Bizim evlilik yıldönümümüz."

Toms Rede war voller Zweideutigkeiten, wovon die meisten den Horizont der Zuhörerschaft überstiegen.

Tom'un konuşması çift anlamlı sözlerle doluydu. Bunların çoğunu seyirci anlamadı.

Ich bin Spanischlehrer für Ausländer, du kannst mir glauben, ich weiß wovon ich rede.

Ben yabancılar için bir İspanyolca öğretmeniyim, bu yüzden inan bana, ben ne hakkında konuştuğumu biliyorum.

Wir glauben nicht, dass Tom das getan hat, wovon Maria behauptete, dass er es tat.

Tom'un, Mary'nin yaptığını söylediği şeyi yaptığına inanmıyoruz.

- Vielleicht weiß Tom etwas, wovon wir keine Kenntnis haben.
- Vielleicht weiß Tom etwas uns Unbekanntes.

Belki Tom bizim bilmediğimiz bir şey biliyor.

Tom versuchte, Maria zu etwas zu überreden, wovon sie wusste, dass sie es besser ließe.

Tom yapmaması gerektiğini bildiği bir şeyi yapması için Mary'yi ikna etmeye çalıştı.

Tom vollbrachte, wovon wir glaubten, dass er es nicht zu vollbringen in der Lage wäre.

Tom başaramayacağını düşündüğümüz şeyi başardı.

Ich glaube es ja wohl nicht, dass du das isst, wovon der Arzt dir abgeraten hat!

Doktorun yememeni söylediği şeyleri yediğine inanamıyorum.

- Ich habe keine Ahnung, wovon Tom geredet hat.
- Ich habe keinen Schimmer, worüber Tom gesprochen hat.

Tom'un ne hakkında konuştuğuyla ilgili hiçbir fikrim yok.

- Worüber habt ihr gesprochen?
- Worüber hast du gesprochen?
- Wovon hast du gesprochen?
- Worüber haben Sie gesprochen?

Ne ile ilgili konuşuyordun?

- Von was redest du?
- Wovon redest du?
- Worüber sprichst du?
- Worüber sprechen Sie?
- Worauf sprechen Sie an?

- Sen neden bahsediyorsun?
- Neden bahsediyorsun sen?