Translation of "Wissenschaftler" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Wissenschaftler" in a sentence and their turkish translations:

Sonnenstürme sind Wissenschaftler

solar fırtınaları ise bilim insanları

Er ist Wissenschaftler.

- O bir bilim adamıdır.
- O, bir bilim adamıdır.

Tom ist Wissenschaftler.

Tom bir bilim adamıdır.

Viele Wissenschaftler kannten ihn.

Birçok bilim adamı onu tanıyordu.

Tom wollte Wissenschaftler werden.

Tom bir bilim adamı olmak istiyordu.

Wissenschaftler haben Gravitationswellen entdeckt.

Bilim adamları yerçekimi dalgaları tespit ettiler.

- Er hat gesagt: "Ich will ein Wissenschaftler werden".
- Er sagte: „Ich möchte Wissenschaftler werden.“
- Er sagte: "Ich will Wissenschaftler werden."

O "Bilimci olmak istiyorum." dedi.

Wissenschaftler haben auch Gewebeproben gesammelt,

Bilim insanları ayrıca geniş doku bankası inşa ettiler,

Er ist Wissenschaftler und Musiker.

O, bir bilim adamı ve müzisyendir.

Die Wissenschaftler wollen mehr Daten.

Bilim adamları daha fazla veri istiyor.

Deutschland hat viele Wissenschaftler hervorgebracht.

Almanya birçok bilim adamı yetiştirdi.

Der Wissenschaftler betreibt medizinische Forschung.

Bilim adamı tıbbi araştırma yapıyor.

Viele Wissenschaftler arbeiten mit Zahlen.

Birçok bilim adamı sayılarla çalışır.

Er ist ein großartiger Wissenschaftler.

O, büyük bir bilim adamıdır.

Tom ist ein genialer Wissenschaftler.

Tom parlak bir bilim adamıdır.

Wissenschaftler, Künstler, Musiker, Schriftsteller und Journalisten

böylelikle bilim insanları, sanatçılar, müzisyenler ve yazarlar

Ich bin entschlossen, Wissenschaftler zu werden.

Bilim adamı olmaya kararlıyım.

Herr Suzuki ist ein bedeutender Wissenschaftler.

Bay Suzuki büyük bir bilim adamıdır.

Herr Suzuki ist ein guter Wissenschaftler.

Bay Suzuki büyük bir bilimcidir.

Nur wenige Wissenschaftler verstehen die Relativitätstheorie.

Görecelik teorisini az sayıda bilimci anlıyor.

Die Wissenschaftler arbeiteten an ihrem Versuch.

Bilim adamları deneyleri üzerinde çalıştı.

Tom ist ein genialer junger Wissenschaftler.

Tom parlak zekâlı genç bir bilim adamıdır.

Die Wissenschaftler machten eine überraschende Entdeckung.

Bilimciler şaşırtıcı bir keşif yaptılar.

In diesem Bereich arbeiten viele Wissenschaftler.

Bu alanda birçok bilim adamı çalışıyor.

Wissenschaftler nennen sie Kometen mit langen Prozessen

bilim insanları bunları uzun süreçli kuyruklu yıldızlar olarak adlandırıyor

Aus seinem Sohn wurde ein großer Wissenschaftler.

Oğlu büyük bir bilim adamı oldu.

Wissenschaftler sehen die Entdeckung als bedeutsam an.

Bilim adamları keşfe önemli gözüyle bakıyor.

Ein echter Wissenschaftler würde nicht so denken.

Gerçek bir bilim adamı öyle düşünmezdi.

Der Held besiegte den bösen Wissenschaftler schlussendlich.

Kahraman nihayetinde kötü bilim adamını yendi.

Er ist einer der größten Wissenschaftler Japans.

- Kendisi Japonya'daki en meşhur bilim adamlarındandır.
- Japonya'daki en büyük bilim adamlarından biridir.

Wissenschaftler haben Wasser auf dem Mars gefunden.

Bilim adamları Mars'ta su buldu.

Die Wissenschaftler arbeiten an einem neuen Experiment.

Bilim adamları yeni bir deney üzerinde çalışıyor.

Wissenschaftler versuchen, das seltsame Tier zu bestimmen.

Bilim garip hayvanı tanımlamak için çalışıyor.

J. J. Thomson war ein englischer Wissenschaftler.

J. J. Thomson bir İngiliz bilimciydi.

- Die meisten Wissenschaftler halten von ihrer Entdeckung nicht viel.
- Die meisten Wissenschaftler halten nicht viel von ihrer Entdeckung.

Çoğu bilim adamı, onun bulgusunun birazını düşünür.

- Die Wissenschaftler haben noch keine Heilung für Krebs gefunden.
- Die Wissenschaftler haben noch kein Heilmittel gegen Krebs gefunden.

Bilim adamları henüz kanser için bir çare bulmadılar.

Das ist nicht nur eine Reise für Wissenschaftler,

Bu sadece bilim insanlarına özgü bir yolculuk değil,

Wissenschaftler scheinen die Wahrheit schon gewusst zu haben.

Bilim adamları gerçeği biliyor gibi görünüyor.

Wissenschaftler begannen Antworten auf diese Fragen zu finden.

Bilimciler bu soruların yanıtlarını bulmaya başladılar.

Der Wissenschaftler suchte in dem Tal nach Dinosaurierknochen.

Bilimci vadideki dinozor kemiklerini araştırdı.

Der Wissenschaftler bemühte sich, die Naturgesetze zu entdecken.

Bilimci doğa yasalarını bulmaya çalıştı.

- Ich bin kein Wissenschaftler.
- Ich bin keine Wissenschaftlerin.

Ben bir bilim adamı değilim.

Aus dem Jungen ist ein berühmter Wissenschaftler geworden.

Çocuk ünlü bir bilim adamı oldu.

Aber Wissenschaftler erwarten dass diese Nummer steigen wird.

Ancak bilim adamları bu sayının artmasını bekliyor.

Viele Wissenschaftler stehen im Ruf, exzentrisch zu sein.

Çok sayıda bilim adamı eksantrik olma ününe sahiptir.

Gab es Wissenschaftler, die eine Kollisionstheorie im Kern ablehnten.

dev çarpışma fikrini tamamen reddetmek isteyen bilim insanları vardı.

Und die Daten sind für Wissenschaftler extrem wichtig geworden.

bu veri, bilim insanları için çok ama çok önemli oldu,

Wissenschaftler können leicht den Abstand zwischen zwei Planeten berechnen.

Bilimciler gezegenler arasındaki uzaklıkları kolayca hesaplayabilir.

Die Wissenschaftler haben noch keinen Impfstoff gegen Krebs gefunden.

Bilim adamları kanser için henüz bir aşı bulmadı.

Einige Wissenschaftler glauben, dass der Treibhauseffekt nur Einbildung sei.

Bazı bilimciler sera etkisinin gerçek dışı olduğuna inanıyorlar.

Und mehr Wissenschaftler widmeten sich dem mit Herz und Seele.

ve daha fazla bilim insanı bu konuya kendini adadı.

Wichtige Wissenschaftler des 6. Jahrhunderts, Mathematiker, Physiker, Architekten, alle hier

6. yüzyılın önemli bilim adamları matematikçileri fizikçileri mimarları hepsi burada bulundu

Aber warum sollte ein Wissenschaftler nicht aus uns erwachsen werden?

Ama neden bizlerden de bir bilim adamı yetişmesin

Wissenschaftler haben herausgefunden, dass in Sibirien mal Einhörner gelebt haben.

Bilim adamları tek boynuzlu atların bir zamanlar Sibirya'da yaşamış olduğunu keşfettiler.

Wissenschaftler behalten die Gegebenheiten in der Arktis genau im Auge.

Bilim adamları Kuzey kutup bölgesindeki koşulları yakın bir gözlemde tutuyor.

Zur Erklärung dieses Phänomens erarbeitete jeder Wissenschaftler seine eigene Theorie.

Her bilim adamı, bu olguyu açıklamak için kendi teorisini ortaya attı.

Der Wissenschaftler erklärte die fremdartigen Erscheinungen im Lichte neuester wissenschaftlicher Erkenntnisse.

Bilimci son bilimsel bilgiler ışığında garip olayları açıkladı.

Er ist ein guter Wissenschaftler und – besser noch – ein guter Lehrer.

O iyi bir akademisyendir ve daha iyi olanı, iyi bir öğretmen.

Er ist stolz darauf, dass sein Vater ein berühmter Wissenschaftler war.

Babasının ünlü bir bilimci olmasıyla gurur duyuyor.

Er wird als einer der größten Wissenschaftler in unserem Land erachtet.

O, ülkemizdeki en büyük bilimcilerden biri olarak düşünüldü.

Wissenschaftler nutzen sie um zu beschreiben, wie ansteckend eine Krankheit ist.

Bilim adamları bunu, bir hastalığın ne kadar bulaşıcı olduğunu tanımlamak için kullanıyor.

Die Wissenschaftler waren sich nicht sicher, ob das Experiment gelingen würde.

Bilim adamları deneyin işe yarayacağından emin değildi.

Die Wissenschaftler wollten ihre Entdeckungen in großem Stile der Welt bekanntgeben.

Bilim adamları keşiflerini bütün ayrıntılarıyla dünyaya bildirmek istediler.

Wissenschaftler haben unlängst in der Antarktis eine Kolonie fliegender Pinguine entdeckt.

Bilim adamları, sadece Antarktika'da yaşayan bir uçan penguen kolonisi keşfetti.

Wenn ich groß bin, würde ich gerne ein großer Wissenschaftler sein.

Büyüdüğüm zaman büyük bir bilim adamı olmak istiyorum.

Wie mit einem Geschäftsmann, einem Intellektuellen, einem Wissenschaftler. Seine Wandelbarkeit war enorm.

bilim insanına ulaştığı kadar kolaylıkla ulaşabiliyordu. Büyük bir esnekliği vardı.

Aus diesem Grund existieren Theorien. Wissenschaftler existieren, um der Menschheit zu dienen.

Teoriler zaten bu yüzden vardır. Bilim adamları insanlığa hizmet için vardır.

Wissenschaftler werden neue Methoden erdenken, um die Lebensmittelversorgung der Welt zu erhöhen.

Bilim adamları dünyanın gıda teminini arttırmak için yeni yöntemler bulacaklar.

Wissenschaftler nehmen an, dass um die 100 Millionen Kometen die Somme umkreisen.

Bilim insanları güneşin yörüngesinde yaklaşık 100 milyon kuyruklu yıldız olduğunu düşünüyorlar.

Der Wissenschaftler ist nicht nur in Japan, sondern auch im Ausland berühmt.

Bilim adamı sadece Japonya'da değil fakat aynı zamanda yabancı ülkelerde de ünlü.

Wissenschaftler haben berechnet, dass Säugetiere nachts 30 % aktiver sind, wenn sie in Menschennähe leben.

Bilim insanlarının hesaplarına göre memeliler, insanların etrafındayken geceleri yüzde 30 daha aktif oluyorlar.

Die plötzliche Zunahme ultravioletter Strahlen ließ die Wissenschaftler an die Existenz von Ozonlöchern glauben.

Ultraviyole ışınlarının ani artışı araştırmacıları ozon deliklerinin varlığına inandırdı.

Die Wissenschaftler des 19. Jahrhunderts glaubten, die Sonne beziehe ihre Energie aus chemischen Reaktionen.

19.yüzyılın bilim adamları güneşin kimyasal reaksiyonlar tarafından desteklendiğine inanmaktadır.

Ein amerikanischer Wissenschaftler, William Keeton, machte ein interessantes Experiment, um dieses Rätsel zu lösen.

William Keeton adlı bir Amerikalı bilimci bu gizemi çözmek için çok ilginç bir deney yaptı.

„Sind die Wissenschaftler bald soweit, dass sie einen Menschen klonen können?“ – „Noch lange nicht.“

- "Bilim insanları insan klonlamaya yaklaştı mı?" "O aşamaya gelinmesine daha çok var."
- "Bilim insanları insan kopyalamanın neresinde?" "Henüz yanına bile yaklaşmış değiller."

Zum Beispiel sind Sie Wissenschaftler und haben eine Erfindung, die perfekt für die Menschheit funktioniert

Örneğin,siz bir bilim adamısınız ve insanlığa mükemmel faydada bir buluşlarınız var

Du hast doch immer gesagt, dass du Wissenschaftler werden willst. Warum bist du’s nicht geworden?

Her zaman bir bilim adamı olmak istediğini söylemiştin. Neden olmadın?

Und Wissenschaftler glauben das man in der meisten Zeit in dieser Periode bereits ansteckend ist.

Ve bilim insanları, bu dönemin çoğunda hastalığı başkasına bulaştırabileceğinizi düşünüyor.

Durch Untersuchung des Dopplereffektes verschiedener Galaxien haben Wissenschaftler ermittelt, dass sich alle Galaxien voneinander wegbewegen.

Bilim adamları farklı galaksilerin Doppler kaymalarını inceleyerek galaksilerin tümünün birbirlerinden uzaklaştıkları sonucuna vardılar.

Eine Gruppe amerikanischer Architekten, Produktdesigner, Ingenieure und Wissenschaftler hat die sieben Grundsätze des universellen Designs entwickelt.

Bir grup Amerikalı mimar, ürün tasarımcısı, mühendis ve bilim adamı, evrensel tasarımın yedi ilkesini geliştirmiştir.

Das ist der Grund weshalb Wissenschaftler und Ärzte uns auffordern, uns jedes Jahr einer Grippeimpfung zu unterziehen.

Bu yüzden bilim adamları ve doktorlar bizi her yıl grip aşısı olmaya teşvik ediyor.

Europäische Wissenschaftler haben einen möglicherweise bewohnbaren Planeten entdeckt, der Proxima Centauri, den unserem Sonnensystem nächsten Stern, umkreist.

Avrupalı ​​bilim adamları, güneş sistemimize en yakın yıldız olan Proxima Centauri'nin çevresinde dolanan potansiyel olarak yaşanabilir bir gezegen keşfettiler.

Königin Anne schlug Newton 1705 zum Ritter. Er war der erste Wissenschaftler, der seiner Arbeit wegen den Ritterschlag erhielt.

Kraliçe Anne 1705'te Newton'u şovalye ilan etti. O, işi için şovalyö ilan edilen ilk bilim adamıydı.

Wissenschaftler haben entdeckt, dass die Temperatur und der CO₂-Gehalt der Luft im ganzen Lauf der Erdgeschichte eng miteinander verknüpft sind.

Bilimciler dünya'nın tarihi boyunca, sıcaklık ve havadaki CO2 seviyelerinin yakından bağlantılı olduğunu öğrendiler.

Wissenschaftler der Universität Harvard haben die Menge männlichen Hormons im Speichel von 58 ledigen und verheirateten Männern mit oder ohne Kinder gemessen.

Harvard'ın bilim adamları, çocuk sahibi olan veya olmayan 58 bekâr ve evli erkek tükürüğündeki erkek hormon miktarını ölçtü.