Examples of using "Warteten" in a sentence and their turkish translations:
Bekledik.
Onlar bekledi.
Herkes bekledi.
Biz saatlerce bekledik.
Dışarıda beklediler.
Onlar öğretmenlerini beklediler.
Bir sürü insan onu bekliyordu.
Önümde bekleyen üç kişi vardı.
Herkes bekledi.
Onu saatlerce beklediler.
Öğrenciler otobüs bekliyorlardı.
Biz kapıda durup bekledik.
Yardım gelmeden saatlerce bekledik.
Biz saat 2.30'a kadar bekledik.
Güzel haber evde bizi bekliyordu.
Bazı seçmenler oy vermek için saatlerce bekledi.
Tom ve Mary John'u beklemedi.
Her gün iki küçük çocuk onların dönüşünü bekledi.
Biz saatlerdir tekneyi bekliyorduk.
Arkadaşları onu kapıda bekledi.
Bir sürü insan otobüs bekliyordu.
Bir fincan kahve içerken onu bekliyorduk.
Tom ve Mary birlikte asansör bekledi.
Ne kadar uzun süre beklediysek, o kadar daha sabırsız olduk.
Mission Control personeli endişeyle haberleri bekledi.
Tom'u bekledik.
Kurtarılmayı beklerken öldüler.
Biz sinema salonunda filmin başlamasını bekledik.
Tom ve ben Mary'yi beklerken uzun bir konuşma yaptık.
Bir mağaraya sığındık ve fırtınanın geçmesini bekledik.
Ziyaretçiler müzeye girmek için uzun bir kuyrukta beklediler.
onu Tuileries Sarayı'nda karşılamayı bekleyen tek Mareşal Davout ve Lefebvre idi.
Biz bekledik ama o ulaşamadı.
Onlar sırada otobüs beklediler.
Biz otobüs bekledik fakat o otuz dakikadan daha fazla süre geç kalmıştı, bu yüzden bir taksiye bindik.