Examples of using "Verhungern" in a sentence and their turkish translations:
Açlıktan ölüyoruz.
Sığırlar açlıktan ölüyor.
Biz burada açlıktan ölüyoruz.
Açlıktan öleceğiz.
Tom açlıktan ölecek.
Tom açlıktan ölüyordu.
Tom açlıktan ölmeyecek.
Açlıktan ölüyorum.
Afrika'da açlıktan ölen çocuklar var.
Açlıktan ölüyor olmalısın.
Biz çok açız.
İnsanlar açlık çekebilir ve hükümetler düşebilir.
Her yıl milyonlarca insan açlıktan ölüyor.
Tom açlıktan ölüyor.
İnşallah açlıktan ölmeyiz.
Zengin ülkelerde, çok az sayıda insan açlıktan ölüyor.
Zavallı kedi açlıktan ölmenin eşiğindeydi.
Her yıl, milyonlarca insan Afrika'da açlıktan ölmektedir.
Eve geldiğimde açlıktan ölüyordum.
Böyle bir şey yapacağıma açlıktan ölsem daha iyi.
Çalmaya başlamaktansa açlıktan ölmeyi tercih ederdim.
Dünyada her yıl kaç kişinin açlıktan öldüğünü biliyor musun?
Açlıktan ölse bile yardım istemezdi.
Açlıktan ölüyorum! Acele et ve bana yiyecek bir şey ver.
Afrika'da çoğu çocuk açlıktan ölüyor.
Tom açlığın eşiğindeydi.
- Açlıktan ölüyorum!
- Ben açlıktan ölüyorum.