Examples of using "Trinkgeld" in a sentence and their turkish translations:
Bahşişim nerede?
Starbucks'ta bahşiş vermek.
Daha fazla Starbucks'ta bahşiş vermek yok.
- Bahşiş kabul etmiyoruz.
- Biz bahşişleri kabul etmiyoruz.
- Bir bahşiş bıraktın mı?
- Bahşiş bıraktın mı?
Ne kadar bahşiş bırakmalıyım?
Çalışanlarımız bahşiş kabul etmezler.
Ona bir bahşiş vereceğim.
Ona bir bahşiş bırakacağım.
Onlara bahşiş vermek istemiyoruz.
Tom garsona bahşiş verdi.
Ona ne kadar bahşiş vermeliyiz?
Tom masaya büyük bir bahşiş bıraktı.
Bir garsona bahşiş vermemek kabalıktır.
- Garsona bahşiş vermeyi unutmayın.
- Garsona bahşiş vermeyi unutma.
Tom garsona bahşiş vermeyi reddetti.
ve giderken ona bahşiş bırakmaya karar verdim.
Hizmeti beğenmezseniz bahşiş bırakmayın.
Bagajını taşıdığı için oda görevlisine bahşiş vermeyi unutma.
Garson kız onun ona daha fazla bahşiş bırakacağını düşünerek Tom'la kırıştırıyordu.
O akşam bahşişimi masada başaşağı bıraktığım bir kahve fincanının altına bıraktım.