Translation of "Sängerin" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Sängerin" in a sentence and their turkish translations:

- Sie ist Sängerin geworden.
- Sie wurde Sängerin.

O bir şarkıcı oldu.

- Keiko ist eine Sängerin.
- Keiko ist Sängerin.

Keiko bir şarkıcıdır.

Sie ist Sängerin.

O bir şarkıcı.

Maria ist Sängerin.

Mary bir şarkıcıdır.

Sie ist Sängerin geworden.

O bir şarkıcı oldu.

Seine Mutter war Sängerin.

Onun annesi bir şarkıcıydı.

Sie ist keine Sängerin.

O şarkıcı değil.

Sie will Sängerin werden.

O, bir şarkıcı olmak istiyor.

Keiko ist eine Sängerin.

Keiko bir şarkıcıdır.

Sie ist als Sängerin berühmt.

O, ünlü bir şarkıcıdır.

Sie ist eine berühmte Sängerin.

O ünlü bir şarkıcıdır.

Ich bin eine amerikanische Sängerin.

Amerikalı bir şarkıcıyım.

Sie ist eine Sängerin ohnegleichen.

O, eşsiz bir şarkıcıdır.

Sie ist eine talentierte Sängerin.

O yetenekli bir şarkıcı.

- Du bist ein Sänger.
- Du bist eine Sängerin.
- Du bist Sänger.
- Du bist Sängerin.

- Sen bir şarkıcısın.
- Siz bir şarkıcısınız.

Sie ist als Sängerin sehr bekannt.

O bir şarkıcı olarak iyi tanınmıştır.

Judy ist keine gute Sängerin, oder?

Judy iyi bir şarkıcı değil, değil mi?

Sie ist eine sehr bekannte Sängerin.

O, iyi tanınmış bir şarkıcıdır.

Édith Piaf war eine französische Sängerin.

Şarkıcı Edith Piaf Fransızdı.

Meine Schwester ist eine berühmte Sängerin.

Kız kardeşim ünlü bir şarkıcıdır.

- Ich bin Sänger.
- Ich bin Sängerin.

Ben bir şarkıcıyım.

- Bist du Sänger?
- Bist du Sängerin?

Bir şarkıcı mısın?

Maja Keuc ist eine gute Sängerin.

- Maja Keuc iyi bir şarkıcıdır.
- Maja Keuc iyi bir şarkıcı.

Ihr Erfolg als Sängerin machte sie berühmt.

Bir şarkıcı olarak başarısı onu ünlü yaptı.

Sie ist Pianistin und ihre Schwester Sängerin.

O bir piyanisttir ve kız kardeşi ise şarkıcıdır.

Ich bin eine wilde Frau, eine rebellische Sängerin.

Vahşi bir kadın, asi bir şarkıcı ve bir elçiyim.

Die erfolgreiche Tournee begründete ihren Ruhm als Sängerin.

Başarılı konser turu bir şarkıcı olarak onun ününü kurdu.

- Ihr Freund ist Sänger.
- Ihre Freundin ist Sängerin.

Onun arkadaşı bir şarkıcıdır.

Meine ältere Schwester ist eine sehr begabte Sängerin.

Benim ablam çok yetenekli bir şarkıcı.

- Ich möchte Sänger werden.
- Ich möchte Sängerin werden.

Şarkıcı olmak istiyorum.

- Bist du nicht Sänger?
- Bist du nicht Sängerin?

Sen bir şarkıcı değil misin?

Sie ist berühmt als Sängerin, aber nicht als Dichterin.

O bir şair olarak değil, bir şarkıcı olarak ünlüdür.

Ich bin sicher, aus ihr wird mal eine große Sängerin.

Eminim ki ondan büyük bir şarkıcı olacak.

- Ich bin ein amerikanischer Sänger.
- Ich bin eine amerikanische Sängerin.

Amerikalı bir şarkıcıyım.

Sie war bei Weitem die beste Sängerin in ihrer Klasse.

Açık ara farkla sınıfta en iyi şarkıcıydı.

- Ich bin ein lausiger Sänger.
- Ich bin eine miserable Sängerin.

Ben iğrenç bir şarkıcıyım.

Welchen kanadischen Sänger oder welche Sängerin hörst du am liebsten?

En sevdiğiniz Kanadalı şarkıcı kimdir?

- Ich bin kein toller Sänger.
- Ich bin keine tolle Sängerin.

Sesim çok güzel değildir.

Sie beschloss erst im Alter von zwanzig Jahren, Sängerin zu werden.

O yirmi yaşına ulaşıncaya kadar bir şarkıcı olmaya karar vermedi.

In Japan ist keine Sängerin oder Sänger so populär wie sie.

Japonya'da onun kadar sevilen başka hiçbir şarkıcı yok.

Hast du schon einmal von einer deutschen Sängerin namens Blümchen gehört?

Blümchen denilen bir Alman şarkıcı hakkında duydun mu?

- Die Sängerin hat eine schöne Stimme.
- Der Sänger hat eine schöne Stimme.

Şarkıcı güzel bir sese sahiptir.

- Viele junge Mädchen lieben diesen Sänger.
- Viele junge Mädchen lieben diese Sängerin.

Birçok genç kız, o şarkıcıyı beğenir.

- Ich hoffe, ich kann Sänger werden.
- Ich hoffe, ich kann Sängerin werden.

Bir şarkıcı olmayı ümit ediyorum.

- Ich mag diesen Sänger sehr gerne.
- Ich mag diese Sängerin sehr gerne.

Gerçekten bu şarkıcıyı seviyorum.

- Mir gefällt die Stimme des Sängers auch.
- Mir gefällt die Stimme der Sängerin auch.

Ben de şarkıcının sesini beğeniyorum.

- Welchen kanadischen Sänger hörst du am liebsten?
- Welche kanadische Sängerin hörst du am liebsten?

En sevdiğin Kanadalı şarkıcı kim?

- Du bist der beste Sänger, den ich kenne.
- Du bist die beste Sängerin, die ich kenne.
- Sie sind die beste Sängerin, die ich kenne.
- Sie sind der beste Sänger, den ich kenne.

Tanıdığım en iyi şarkıcısın.

- Dieser berühmte deutsche Sänger singt nur auf Englisch.
- Diese berühmte deutsche Sängerin singt nur auf Englisch.

Bu popüler Alman şarkıcı sadece İngilizce şarkı söyler.

Das Mädchen, von dem ich annahm, sie sei eine Sängerin, stellte sich als eine andere Person heraus.

Bir şarkıcı olduğunu düşündüğüm kız farklı bir kişi olduğunu kanıtladı.

- Ich träume davon, eine berühmte Sängerin zu werden.
- Es ist mein Traum, ein berühmter Sänger zu werden.

Hayalim ünlü bir şarkıcı olmak.

- Es gab kaum jemanden, der nicht lachte, als der Sänger von der Bühne fiel.
- Es gab kaum jemanden, der nicht lachte, als die Sängerin von der Bühne fiel.

Şarkıcı sahneden düştüğünde neredeyse gülecek hiç kimse yoktu.