Translation of "Sänger" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Sänger" in a sentence and their turkish translations:

- Tom ist ein Sänger.
- Tom ist Sänger.

Tom şarkıcıdır.

Sie sind Sänger.

Onlar şarkıcıdır.

Bist du Sänger?

Bir şarkıcı mısın?

Er ist Sänger.

O bir şarkıcı.

Tom wurde Sänger.

Tom bir şarkıcı oldu.

- Sie sind Sänger.
- Das sind Sänger.
- Sie sind Sängerinnen.

Onlar şarkıcıdır.

Ihr Freund ist Sänger.

Onun arkadaşı bir şarkıcıdır.

Tom war früher Sänger.

Tom bir şarkıcıydı.

Er ist Country-Sänger.

- O bir kantri şarkıcısı.
- O bir Amerikan folk müziği şarkıcısı.
- O bir country müziği şarkıcısı.

- Er bestritt seinen Lebensunterhalt als Sänger.
- Er verdiente seinen Lebensunterhalt als Sänger.

O bir şarkıcı olarak geçimini sağladı.

- Tom ist ein echt schlechter Sänger.
- Tom ist ein wirklich schlechter Sänger.

Tom gerçekten kötü bir şarkıcı.

Der beliebte Sänger beging Selbstmord.

Popüler şarkıcı intihar etti.

Er ist kein großer Sänger.

Şarkıcı olmak nereye o nereye.

Tom ist ein guter Sänger.

Tom, iyi bir şarkıcı.

Er wurde ein berühmter Sänger.

O ünlü bir şarkıcı oldu.

Er ist ein guter Sänger.

O, iyi bir şarkıcıdır.

Tom ist kein guter Sänger.

Tom iyi bir şarkıcı değil.

Tom und Maria sind Sänger.

Tom ve Mary şarkıcıdırlar.

- Er ist kein Sänger, sondern ein Schauspieler.
- Er ist kein Sänger, sondern Schauspieler.

Şarkıcı değil, aktör.

- Ist dieser Sänger bei deinen Freunden beliebt?
- Ist dieser Sänger bei euren Freunden beliebt?
- Ist dieser Sänger bei Ihren Freunden beliebt?

O şarkıcı arkadaşlarınız arasında popüler midir?

- Der Sänger ist bei den Jugendlichen beliebt.
- Der Sänger ist unter den Jugendlichen beliebt.

Şarkıcı, genç insanlar arasında popülerdir.

- Du bist ein Sänger.
- Du bist eine Sängerin.
- Du bist Sänger.
- Du bist Sängerin.

- Sen bir şarkıcısın.
- Siz bir şarkıcısınız.

Er kündigte den nächsten Sänger an.

Bir sonraki şarkıcıyı anons etti.

Tom ist kein besonders guter Sänger.

Tom çok iyi bir şarkıcı değil.

Tom ist einer unserer besten Sänger.

Tom en iyi şarkıcılarımızdan biridir.

Aus Tom wurde ein berühmter Sänger.

Tom ünlü bir şarkıcı oldu.

Tom ist ein sehr talentierter Sänger.

Tom çok yetenekli bir şarkıcı.

Tom ist ein guter Sänger, oder?

Tom iyi bir şarkıcı, değil mi?

- Ich bin Sänger.
- Ich bin Sängerin.

Ben bir şarkıcıyım.

Tom ist als Sänger sehr bekannt.

Tom bir şarkıcı olarak iyi tanınır.

- Bist du Sänger?
- Bist du Sängerin?

Bir şarkıcı mısın?

Er reichte dem berühmten Sänger die Hand.

Ünlü şarkıcı ile tokalaştı.

Ich wusste nicht, dass Tom Sänger ist.

Tom'un bir şarkıcı olduğunu bilmiyordum.

Er ist ein Sänger, den jeder liebt.

O herkes tarafından sevilen bir şarkıcıdır.

Er ist einer der berühmtesten Sänger Japans.

- Kendisi Japonya'daki en meşhur şarkıcılardandır.
- Japonya'daki en ünlü şarkıcılardan biridir.
- O, Japonya'daki en tanınmış şarkıcılardan biridir.

Elvis Presley ist einer der berühmtesten Sänger.

Elvis Presley en ünlü şarkıcılardan biridir.

Tom hat nicht viel von einem Sänger.

Tom neredeyse bir şarkıcı değil.

Tom war früher einmal ein berühmter Sänger.

Tom eskiden ünlü bir şarkıcıydı.

- Er wurde ein Sänger entgegen den Wünschen seiner Eltern.
- Gegen den Wunsch seiner Eltern wurde er Sänger.

Anne babasının arzusunun aksine şarkıcı oldu.

- Ihr Freund ist Sänger.
- Ihre Freundin ist Sängerin.

Onun arkadaşı bir şarkıcıdır.

Dieser Sänger ist bei den Jugendlichen sehr beliebt.

Bu şarkıcı, genç insanlar arasında çok popüler.

Ich finde, Tom ist kein besonders guter Sänger.

Sanırım Tom çok iyi bir şarkıcı değil.

Cat Stevens ist keine Katze, sondern ein Sänger.

Cat Stevens bir kedi değil. O bir şarkıcı.

Übrigens ist er kein Sänger. Er ist Schauspieler.

Tabii ki o bir şarkıcı değil. O bir aktör.

Tom ist einer der Sänger in meiner Musikgruppe.

Tom grubumdaki şarkıcılarından biridir.

- Ich möchte Sänger werden.
- Ich möchte Sängerin werden.

Şarkıcı olmak istiyorum.

Sänger benutzen Mikrofone, um ihre Stimmen zu verstärken.

Şarkıcılar seslerini yükseltmek için mikrofon kullanırlar.

Tom ist wirklich ein guter Sänger und Liedertexter.

Tom gerçekten iyi bir şarkıcı-sözyazarıdır.

Du bist ein viel besserer Sänger als Tom.

Sen Tom'dan çok daha iyi bir şarkıcısın.

- Bist du nicht Sänger?
- Bist du nicht Sängerin?

Sen bir şarkıcı değil misin?

Tom ist ein sehr guter Sänger, nicht wahr?

Tom çok iyi bir şarkıcı, değil mi?

Durch eine schwere Erkältung verlor der Sänger seine Stimme.

Kötü bir soğuk algınlığı şarkıcının sesini kaybetmesine sebep oldu.

Ich möchte Sänger werden, koste es, was es wolle.

- Ne pahasına olursa olsun şarkıcı olmak istiyorum.
- Bedeli ne olursa olsun şarkıcı olmak istiyorum.

- Tom kann gut singen.
- Tom ist ein guter Sänger.

Tom, iyi bir şarkıcı.

Ich liebe Karaoke, aber ich bin kein großer Sänger.

Karaokeyi seviyorum fakat büyük bir şarkıcı değilim.

Robert Smith ist der Sänger der Gruppe The Cure.

Robert Smith The Cure grubunun solistidir.

Der Mann, der dort drüben sitzt, ist ein berühmter Sänger.

Orada oturan adam ünlü bir şarkıcıdır.

- Ich bin ein amerikanischer Sänger.
- Ich bin eine amerikanische Sängerin.

Amerikalı bir şarkıcıyım.

- Ich bin ein lausiger Sänger.
- Ich bin eine miserable Sängerin.

Ben iğrenç bir şarkıcıyım.

Welchen kanadischen Sänger oder welche Sängerin hörst du am liebsten?

En sevdiğiniz Kanadalı şarkıcı kimdir?

- Ich bin kein toller Sänger.
- Ich bin keine tolle Sängerin.

Sesim çok güzel değildir.

In Japan ist keine Sängerin oder Sänger so populär wie sie.

Japonya'da onun kadar sevilen başka hiçbir şarkıcı yok.

- Tom kann ziemlich gut singen.
- Tom ist ein ziemlich guter Sänger.

Tom'un sesi fena değildir.

- Die Sängerin hat eine schöne Stimme.
- Der Sänger hat eine schöne Stimme.

Şarkıcı güzel bir sese sahiptir.

Der Sänger ist nicht nur in Japan berühmt, sondern auch in Europa.

Şarkıcı sadece Japonya'da değil, aynı zamanda Avrupa'da da ünlü.

Als sie dem berühmten Sänger begegnete, war sie außer sich vor Freude.

O ünlü bir şarkıcı ile karşılaştığında külahını havaya attı.

- Viele junge Mädchen lieben diesen Sänger.
- Viele junge Mädchen lieben diese Sängerin.

Birçok genç kız, o şarkıcıyı beğenir.

- Ich hoffe, ich kann Sänger werden.
- Ich hoffe, ich kann Sängerin werden.

Bir şarkıcı olmayı ümit ediyorum.

Kate ist verrückt nach einem neuen Sänger, der oft im Fernsehen auftritt.

Kate genellikle TV ekranında çıkan yeni bir şarkıcı için çıldırıyor.

- Ich mag diesen Sänger sehr gerne.
- Ich mag diese Sängerin sehr gerne.

Gerçekten bu şarkıcıyı seviyorum.

Der legendäre amerikanische Sänger Lou Reed ist im Alter von einundsiebzig Jahren gestorben.

Efsanevi Amerikan şarkıcı Lou Reed yetmiş bir yaşında öldü.

- Welchen kanadischen Sänger hörst du am liebsten?
- Welche kanadische Sängerin hörst du am liebsten?

En sevdiğin Kanadalı şarkıcı kim?

- Du bist der beste Sänger, den ich kenne.
- Du bist die beste Sängerin, die ich kenne.
- Sie sind die beste Sängerin, die ich kenne.
- Sie sind der beste Sänger, den ich kenne.

Tanıdığım en iyi şarkıcısın.

- Tom gab einem berühmten Sänger zehntausend Dollar, damit dieser zum Restaurant komme, um „Zum Geburtstag viel Glück“ zu singen.
- Tom gab einem berühmten Sänger zehntausend Dollar, damit dieser zu einem Geburtstagsständchen zum Gasthaus käme.

Tom "Doğum günün kutlu olsun" şarkısını söylemeye restorana gelmesi için ünlü bir şarkıcıya on bin dolar verdi.

- Dieser berühmte deutsche Sänger singt nur auf Englisch.
- Diese berühmte deutsche Sängerin singt nur auf Englisch.

Bu popüler Alman şarkıcı sadece İngilizce şarkı söyler.

- Ich träume davon, eine berühmte Sängerin zu werden.
- Es ist mein Traum, ein berühmter Sänger zu werden.

Hayalim ünlü bir şarkıcı olmak.

Es ist Toms Traum, ein berühmter Sänger zu werden. Das einzige Problem liegt darin, dass er nicht singen kann.

Tom'un rüyası ünlü bir şarkıcı olmaktır ama tek sorun onun şarkı söyleyememesidir.

- Es gab kaum jemanden, der nicht lachte, als der Sänger von der Bühne fiel.
- Es gab kaum jemanden, der nicht lachte, als die Sängerin von der Bühne fiel.

Şarkıcı sahneden düştüğünde neredeyse gülecek hiç kimse yoktu.