Examples of using "Presse" in a sentence and their turkish translations:
Ben bir portakal sıkıyorum.
Basın söylentileri doğruladı.
Basın onun özel hayatıyla ilgileniyor.
Başbakan basın toplantısı yaptı.
Gazete muhabirlerine içeri girmesine izin verilmedi.
Demokrasilerde, basının bağımsız olması önemlidir.
Meyve prese girmeden önce güzel parçalanmış olmalıdır.
Hükümet sansürü tarafından engellenmemiş bir basına ihtiyacımız var.
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı özgür basına karşı şiddeti teşvik ediyor.
dekan ise bari mezuniyet töreninde basına haber verelim diyerek ikna etti Kemal Sunal'ı
Şu ana kadar ilk kez bir portakal sıktım.