Examples of using "Ozean" in a sentence and their turkish translations:
Okyanus sakindi.
Biz okyanusu dinledik.
O, okyanusta boğuldu.
Okyanusta boğuldu.
yapmamız gereken son şey.
Pasifik'in güneyinde battığından habersizdi.
Onlar Atlantik Okyanusunu geçtiler.
Okyanusun kokusunu alabiliyorum.
Okyanus gerçekten büyük.
Okyanuslar affetmeyen yerler
Ay'ın en karanlık evresine denk gelir.
Tekne Pasifik Okyanusu açıklarında gitti.
Aynısını okyanuslar için neden yapmıyoruz?
Pasifik dünyanın en büyük okyanusu.
- Gemi okyanusun ortasında devrildi.
- Gemi okyanusun ortasında alabora oldu.
Bir yelkenliyle Pasifik Okyanusu'nu geçti.
Okyanusu öv ama karada kal.
Pasifik Okyanusu, Rusya Federasyonu'nun doğu sınırını oluşturur.
Okyanus manzaralı bir tablonuz var mı?
Okyanustan gelen bir rüzgâr, yılın bu zamanında eser.
Kuyudaki bir kurbağa okyanusu bilmez.
Bağımsızlık yüzmek isteyeceğiniz bir okyanus değil,
Denizden yansıyan ay ışığına çekilerek okyanusa doğru gidiyorlar.
Bunu yapabilmemin tek yolu, okyanusta olmaktı.
Biz okyanusta yüzmeyi severiz.
Pasifik Okyanusu, Rusya Federasyonu'nun doğu sınırını oluşturur.
Brezilya Atlantik Okyanusu'nun yanı sıra on ülkeye sınır komşusudur.
Dünyadaki suyun yaklaşık yüzde 97'si okyanuslardadır.
Isının bir kısmı derin okyanusa doğru yayılır
Bildiğimiz bir damla, bilmediğimiz bir okyanus.
Pasifik Okyanusu'nun ücra köşesindeki Palau Takımadaları. Yeni Ay'a üç gün var.
Atlas Okyanusu Amerika'yı Avrupa'dan ayırır.
isminden de her şey açık zaten okyanusal taban okyanusun altında kalan kısım
Sırf gülümsemeni tekrar görmek için okyanusu boydan boya yüzerdim.
iklim değişimiyle mücadele etmek, Atlantik'i geçmeye hazır.
sadece bir pusula ile gezinmeye çalışıyorsanız yönü koruduğu için bu projeksiyon büyük önem taşır.
Europa ve Enceladus'un, yüzeylerinin altında sıvı sudan oluşan bir okyanusa sahip oldukları düşünülmektedir.
Burada yaşayan insanların %30'unun hiç okyanus görmediği gerçekten doğru mu?
Bazı yerlerde, okyanus en yüksek dağların yüksekliğinden daha derindir!