Examples of using "Luxus" in a sentence and their turkish translations:
O lüks içinde yaşıyor.
O, lüks bir hayat sürdü.
Eğitim bir lüks değil, bu bir yatırım.
Lüks ve rahatlık mutluluğa eşit değildir.
Sanatı lüks mü yoksa ihtiyaç olarak mı görüyoruz?
O zamanlar beyaz ekmek ve et, lüks olarak kabul edilirdi.
Seyahat kendime izin veremediğim bir lüks.