Examples of using "Jener" in a sentence and their turkish translations:
O öğrenci sosyoloji öğrenimi görüyor.
O kral akıllıca yönetti.
- O gece neredeydin?
- O gece neredeydiniz?
Bu mağazanın birçok müşterisi vardır.
O komedyen çok komik.
O dağın yüksekliği nedir?
- O çocuk kaç yaşında?
- O oğlan kaç yaşında?
O kutuda ne olduğunu biliyor musun?
O gece Tom'la mıydın?
Bu kumaş ona göre daha üstün.
O gece bulutlu idi.
Şu beyefendi genellikle bir şapka giyer.
O gece oradaydım.
O günlerde her şey daha basitti.
O zamandan beri ağlamak yasaklandı.
O gece ne oldu?
Bu şapka ondan daha az pahalıdır.
Bu çizgi ona paraleldir.
Bu park ondan daha güzel.
O gece gökyüzü bulutlarla doluydu.
Hangisi daha uzun, bu kalem mi yoksa o mu?
Bu adamın kovulması doğru mu?
- O gece çok boğucuydu.
- O gece hava çok sıcak ve nemliydi.
O zamanlar hiç radyo yoktu.
Bu bilgisayar ondan daha iyidir.
Şu oğlan bir yetişkin gibi konuşuyor.
Bu ağaç, öbürüyle aynı yaşta.
Bu masa o masa kadar iyidir.
Bu kalem şundan daha iyi.
O zamanlar çok zengindik.
O gece uyuyamadım.
Ülkenin o bölgesinde fırtınalar vardı.
O savaşta kaç kişinin öldüğünü kimse bilmiyor.
Tom'un inekleri gece çalındı.
O gece korkunç bir rüya gördü.
Onlar o gece sevişmedi.
Ben o zaman genç ve olgunlaşmamıştım.
O, o zaman benim en iyi arkadaşımdı.
O zafer, ulusal bir gurur kaynağı oldu.
Bu ağaç yaklaşık şu ağaç kadar uzundur.
Bu taş onun iki katı kadar çok ağır.
- Bu roman ondan çok daha fazla ilginç.
- Bu roman ondan çok daha ilginç.
Tom o gece yerde uyudu.
Tom'un o gece seninle olduğunu biliyoruz.
Kancha Sherpa, bugün o ilk tırmanış ekibinden hayatta olan tek kişi.
O zaman tesadüfen Hokkaido'daydık.
O gün projemizde önemli bir dönüm noktasıydı.
O gece ne olduğunu asla unutmayacağım.
Büyükbabam o gece onun son nefesini verdi.
Tom, Mary'nin o gece orada olduğunu söylüyor.
- Bu geceden beri, başka birine dönüştüm.
- O geceden beri tamamen yeni bir kişiyim.
Ben sanat mezarlığı müzelerden bıktım.
O zamanlar beyaz ekmek ve et, lüks olarak kabul edilirdi.
Bu ağaç uzun ama şu daha da uzun.
Şu dağ bundan beş kat daha yüksektir.
Abraham Lincoln, o gece Washington'a geri döndü.
- O gece açık havada uyuduk.
- O gece açıkta yattık.
Onlar o gece çok yorgun, aç ve susuzdu.
O, Tom'la ilk tanıştığım geceydi.
Şu doktor hem çekici hem de eylemde iyidir.
İşçiler o gece madene inmedi.
Tom o gece ne olduğunu asla hiç kimseye söylemedi.
O gece ne olduğunu bana söyleyecek misin?
O günlerde, Amerika Birleşik Krallık'tan bağımsız değildi.
Bu tabaktan yeme ve o bardaktan içme.
O yer iki kez ziyaret etmeye değer.
Tom o gece Boston'da burada olduğunu söylüyor.
Kültür onun alışkın olduğundan tamamen farklıydı.
Bu problemi çözmek zor bu yüzden şununla başlasan iyi olur.
O gece neler olduğunu bana hiç anlatmayacak mısın?
İnsanlar sanki o kuşağın parçası gibi rol yapmaya başladılar
O gece hiç kimse uyuyamadı.
O zamanlar çok zengindik.
Tom o gece nerede olduğunu hatırlayamadı.
O zamanlar ben öğrenciydim.
O zamanlar ben öğrenciydim.
O, o bölgedeki yoksullara yardım etmek için onun enerjisine yatırım yapıyor.
Benim adım o listede olmalı.
Tom o hafta yediği tüm yiyeceklerin bir listesini tuttu.
O gece bir fırtına vardı.
O zaman Tom'un ne yapmış olabileceğini anlamaya çalışıyordum.
Şu adam belli belirsiz tanıdık görünüyor.
Tavuğu o tilki öldürmüş olmalı.
O gece hiç uyumadım.
Bu mektup dün gece Naoko tarafından yazıldı.
Tom o gece tutuklanmaktan kaçınmak için şehri geç saatlerde terk etti.
O zamanlar ben öğrenciydim.
Tom yirmi yaşındayken giydiği aynı beden pantolonu hâlâ giyebiliyor.