Examples of using "Lust" in a sentence and their turkish translations:
Dışarı çıkasım yok.
Canım dışarı çıkmak istemiyor.
Canım bir geziye gitmek istiyor.
Şehvetle başlayan,
Canın ne yapmak istiyor?
Sıkıcı bir şey yapmak ister misin?
Canın yemek istiyor mu?
Canım TV izlemek istemiyor.
Bir film izlemek ister misiniz?
Şimdi canım onu yapmak istemiyor.
Canım çalışmak istemiyor.
Canım şarkı söylemek istiyor.
Onun canı dansetmek istedi.
Canım yapmak istemiyor.
Canım dans etmek istiyor.
O, devam etme isteğini kaybetti.
Canım hiçbir şey yapmak istemiyor.
Kusmak istiyorum.
Canım dışarı çıkmak istemedi.
Tom'un canı dans etmek istedi.
Bugün canım bunu yapmak istemiyor.
Bir bardak çay ister misiniz?
Canım bira içmek istiyor.
Canım yürüyüş yapmak istiyor.
Şu anda canım dışarı çıkmak istemiyor.
Şimdi canım TV izlemek istemiyor.
Canım gerçekten dışarı çıkmak istemiyordu.
Sadece canım kalkmak istemiyordu.
Biraz çaya ne dersin?
Yürüyüş yapmak ister misin?
Sadece bunu canım istemiyor.
Yürüyüş için dışarı çıkmayı canın istiyor mu?
Biraz dondurma ister misin?
Çeviri yapmak içimden gelmiyor.
Bize katılmayacak mısın?
Bir şeyler yiyecek gibi hissediyor musun?
Tartışmak istemiyorum.
Canım seyahate gitmek istiyor.
Canın sinemaya gitmek istemiyor mu?
Bir yürüyüş için bana katılır mısın?
Canım Esperanto öğrenmek istiyor.
Hemen şimdi biraz pizza için gidebilirim.
Tom'un canı yürüyüş için dışarı çıkmak istedi.
Tom'un canı beklemek istemiyordu.
Sık sık oraya gitmek isterim.
Tom'un canı yemek yemek istemiyor.
Kovalamaca oynamak ister misin?
Canım daha fazla beklemek istemiyor.
Yarın sinemaya gitmek ister misin?
İster misiniz? Sadece kısa bir meditasyon.
Artık canım uyumak istemiyor.
Artık onların canı oynamak istemiyordu.
Hey, yürüyüşe çıkmak istiyor musun?
Daha sonra bir yürüyüşe çıkmak ister misin?
Benim de canım oynamak istemiyor.
Satranç oyunu oynamak ister misiniz?
Canım dışarı yürüyüşe çıkmak istemiyor.
Biraz beykın ve yumurta istiyor musun?
Bu gece canım televizyon izlemek istemiyor.
Bu gece dışarı çıkmaya istekli olamam.
Canım çok konuşmak istemiyor.
Gerçekten canım okumak istemiyor.
Bugün canım Fransızca konuşmak istiyor.
Canım Almanca çalışmak istemiyor.
Bir çörek ister misiniz?
Beklemekten bıktım.
Tom artık evli olmak istemiyordu.
Tavladan usandım.
Bir bardak kakaoya ne dersin?
Canım şu anda çalışmak istemiyor
Bugün canım yemek pişirmek istemiyor.
Canım şimdi yürüyüş yapmak istiyor.
Yürüyüşe çıkmak istemiyor musun?
Canım sinemaya gitmek istiyor.
İşten sonra bir şey yapmak istiyor musun?
Bugün sadece canım okula gitmek istemiyor.
Niçin benimle dans etmeye gelmiyorsun?
Benimle alışverişe gitmek ister misin?
Canım bu gece dışarıda yemek istiyor.
"Kart oynamak istiyorum." "Ben de."
Tom'un yapmak istediği tek şey balık avlamaktır.
Bana konuşmak istiyorsun gibi gelmiyor.
Benimle yürüyüşe çıkmak ister misin?
Benim evimde takılmak ister misin?
Canın konsere gitmek istiyor mu?
"Canım iskambil oynamak istiyor." "Benim de."
Bugün canım İngilizce çalışmak istemiyor.
Gerçekten canım Tom'u görmek istemiyor.
Gerçekten canım şu anda konuşmak istemiyor.
Tom katılmak için havasında görünmüyor.
Tom'un Mary ile tartışma arzusu yoktu.
Canım bu cümleyi çevirmek istemiyor.
Ben İpek Yolu'nu ziyaret etmeyi aklıma koydum.