Examples of using "Flammen" in a sentence and their turkish translations:
"Minneapolis yanıyor."
Alevleri yelleyin.
Ev alevler içindeydi.
Onun evi yanıyordu.
Bina yanıyor.
Ev yanıyor!
Gemi yanıyordu.
Çok sayıda ev yandı.
İtfaiyeciler yangını hemen söndürdüler.
Rüzgar alevleri körükledi.
Orman günlerce yandı.
Zeplin alevler içinde patladı.
Gemi alev alev yandı.
Bütün Dünya yanıyor.
- Tom! Araba yanıyor!
- Tom! Araba alevler içinde.
Ama alevlere bakmanın büyüleyici bir yanı da vardır.
Tom kediyi alevlerden kurtardı.
Yanardağ dışarıya alevleri ve lavları fırlatıyordu.
İtfaiyeci alevleri söndüremedi.
Kağıdı aleve attım.
normalde yangına dayanıklı malzemeler bile alev haline geldi.
Tom'un evi yanıyor.
Yatak yanıyor!
Televizyonda annemizin bürosunu alevler içinde gördük.
Yaşlı bir adam yanarak ölmüştü.
Araba devrildi ve ateş aldı.
Yanan arabalar, ölen insanlar vardı ve kimse onlara yardımcı olamadı.
Birkaç dakika içinde, alevler kapsülün içinden geçerek üç astronotu da öldürdü.
Rüzgarla körüklendiği için, alevler her yöne yayıldı.