Examples of using "Londoner" in a sentence and their turkish translations:
O, Londra'nın bir banliyösünde yaşıyor.
Londra Senfoni Orkestrası'nın konser programını biliyor musun?
aynı zamanda nasıl taksi işimizi hızla geliştirebiliriz?
Londra halkı bu köprüye sahip olmaktan gurur duyuyor.
yazan büyük bir tabela olsun.
Londra ofisini aradım. Tom'un dün Boston'a gittiğini söylediler.