Translation of "Kletterte" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Kletterte" in a sentence and their turkish translations:

Tom kletterte hinunter.

Tom indi.

Tom kletterte weiter.

Tom tırmanmaya devam etti.

Tom kletterte ins Kanu.

Tom kanoya çıktı.

Tom kletterte auf das Dach.

Tom çatıya tırmandı.

Sie kletterte vom Dach herunter.

O, çatıdan indi.

Er kletterte vom Baum herunter.

O, ağaçtan indi.

Er kletterte über den Zaun.

O, çitin üzerine tırmandı.

Tom kletterte über die Mauer.

Tom duvara tırmandı.

Tom kletterte auf den Telefonmast.

Tom telefon direğine tırmandı.

Jim kletterte vom Baum herunter.

Jim ağaçtan indi.

Ken kletterte vom Baum herab.

Ken ağaçtan indi.

Tom kletterte über den Zaun.

Tom çitin üzerine tırmandı.

Tom kletterte auf den Kilimandscharo.

Tom, Kilimanjaro'ya tırmandı.

Der Techniker kletterte auf den Telefonmast.

Mühendis telefon direğine tırmandı.

Das Eichhörnchen kletterte auf den Baum.

Sincap ağaca tırmandı.

Die Katze kletterte auf den Baum.

Kedi ağaca tırmandı.

Tom kletterte schnell auf den Baum.

Tom çabucak ağaca tırmandı.

Das Mädchen kletterte sehr gern auf Bäume.

O kız ağaçlara tırmanmayı seviyordu.

Er kletterte wie ein Affe auf den Baum.

- Bir maymun gibi ağaca tırmandı.
- Ağaca bir maymun gibi tırmandı.

Tom kletterte auf den Baum in unserem Vorgarten.

Tom bizim ön bahçemizdeki ağaca tırmandı.

Er kletterte über einen Felsen, verließ das Wasser und…

Bir kayaya tırmanıp sudan çıktı.

Die Katze kletterte selbstständig auf das Dach meines Hauses.

Kedi tek başına evimin çatısına tırmandı.

- Ich kletterte zum Fenster hinein.
- Ich bin durchs Fenster reingeklettert.

Pencereden tırmandım.

- Tom stieg vom Baum herunter.
- Tom kletterte vom Baum herab.

Tom ağaçtan indi.

- Tom kletterte vom Dach herunter.
- Tom stieg vom Dach herab.

Tom çatıdan indi.

Maria kletterte aufs Dach und blickte über die Stadt hinweg.

Mary tavana çıktı ve kasabaya baktı.

Tom kletterte so hoch, dass wir ihn nicht mehr sehen konnten.

Tom o kadar yükseğe tırmandı ki onu ​​göremedik.

Tom kletterte auf einen nahegelegenen Baum, weil er wissen wollte, ob er wohl das Meer sehen könnte.

Tom okyanusu görebilip göremeyeceğini anlamak için yakındaki bir ağaca tırmandı.