Examples of using "Kindheit" in a sentence and their turkish translations:
- Tom'un çocukluğu hakkında bir şey biliyor musun?
- Tom'un çocukluğu hakkında bir şey biliyor musunuz?
Çocukluğumdaki dört kanallı televizyondan
Tom'un mutlu bir çocukluğu vardı.
- Tom kötü bir çocukluğu vardı.
- Tom kötü bir çocukluk geçirdi.
Benim mutlu bir çocukluğum vardı.
Tom'un normal bir çocukluğu vardı.
Onun mutlu bir çocukluğu vardı.
bir çocukluk arkadaşımı,
Çocukluğumdan
O bana çocukluğumu hatırlatıyor.
Çocukluğumuzdan beri birbirimizi tanırız.
Benim bebekliğim ayrı bir mutluluktu..
Çocukluğumuz birlikte geçti.
Çocukluğum Pakistan'da geçti.
Tom çok zor bir çocukluğu vardı.
Ah, çocukluğum hoştu!
Tom asla çocukluğu hakkında konuşmaz.
Çok mutlu bir çocukluğum vardı.
Leyla çok zor bir çocukluk geçirdi.
neyse artık dönelim çocukluğumuza
çocukluğumuzdan beri bu bize empoze edildi
ama bizim çocukluğumuzdan beri bildiğimiz şey ne
O şarkı bana çocukluğumu hatırlatıyor.
Bu park bana çocukluğumu hatırlatıyor.
Bu resim bana çocukluğumu hatırlatıyor.
- Çocukluğumu net hatırlıyorum.
- Çocukluğumu çok iyi hatırlıyorum.
Tom, Mary'nin çocukluğu hakkında daha fazla şey öğrenmek istedi.
Ben bunu çocukluğumdan beri yapıyorum.
Evet, biz çocukluğumuzdan beri arkadaşız.
Onu çocukluğumdan beri tanırım.
Çocukluğumuzdan beri birbirimizi tanırız.
Çocukluğumdan beri onu tanıyorum.
Çocukluğumdan beri piyano çalmaktayım.
Tom Mary'yi çocukluğundan beri tanımaktadır.
Bu resim çocuklukluğumu hatırlatıyor.
Tom bunu çocukluğundan beri yapıyor.
Tom'u çocukluktan beri bilirim
Tom ve Mary çocukluklarından beri birbirlerini tanımaktadır.
Çoucukluğum süresince gayet Arjantinli hissediyordum
yani çocukluğumuzun en güzel oyunu buydu
Fotoğraf beni çocukluk günlerime geri götürüyor.
Bu şarkı her zaman benim çocukluğumu anımsatıyor.
Bu şarkı bana her zaman çocukluğumu hatırlatır.
Müzik beni çocukluğuma geri götürdü.
Sık sık mutlu çocukluğumu hatırlıyorum.
Onunla çocukluğumuzdan beri arkadaşız.
kişinin çocukluğunda yaşadığı travmalar veya istismarlar sonucu problemler ortaya çıkar
Tom çocukluğundan beri New York'ta yaşamaktadır.
Tom çocukluğunuzdan beri sana aşık.
Tom çocukluğunu Birleşik Devletlerde geçirdi.
Çocukluğun ilk kırk yılı en zorudur.
Çocukluğunda ne yaparak harcadığın zaman hayatının geriye kalanını etkiler.
Tom Mary'den ona çocukluğundan bahsetmesini istedi.
Tom ve Mary çocukluklarından beri birbirlerini tanımaktadır.
başka bir olay daha anlatacağım çocukluğumuzla ilgili
Sümbüller ve taze kesilmiş ot bana çocukluğumu hatırlatıyor.
İlk çocukluğumuzdan beri o hikayeler yazmayı hayal etti.
Annem çocukluğumda bana her gün havuç yedirirdi.
Çocukluğumda buraya gelip etrafa bakınıp düşünürdüm.
Seri katillerin çoğu, çocukluklarında şiddete maruz kalmışlardır, ama çocukluklarında şiddete maruz kalan çok az insan, sonradan seri katil olmuştur.
ama mutlaka çocukluğunuzdan şu sahneyi hatırlarsınız
Genç Martin Atlanta, Georgia'da oldukça sakin bir çocukluk geçirdi.
Çocukluğundan beri bir pilot olmak istedi ve oldu.
Bu çocukluğumu geçirdiğim köydür.
şimdi benim çocukluğumdaki akranlarımın bile birçoğunun bilmediği bir oyun 3 taş
Zihnimde çocukluğuma açılan gizli bir geçit var.
Bu, şairin çocukluğunda yaşadığı evdir.
Ergenlik çocukluk ve yetişkinlik arasındaki geçiş dönemidir.
Oh sevgili çocukluğum, bütün kalbimle senin için uzun zamandır bekliyorum!
Tom beni yenemezsin.Küçükten beri tenis oynarım.
Burada doğmadım ama bütün çocukluğumu burada geçirdim.
Çocukluğumu hatırlamadan bu resmi göremiyorum.
Çocukluğumun çoğunu kayalık havuzlarında geçirdim. Sığ yosun ormanlarına dalardım.
Bilgeliğin başı ağarmış birinin ki gibi olabilir, ama gönlün hep masum bir çocuk gibi olsun.
Tom, Mary, John ve Alice arkadaşlar. Onlar çocukluklarından beri birbirlerini tanımaktadır.