Examples of using "Intensität" in a sentence and their turkish translations:
O, onun sevgisinin yoğunluğuyla bunalmıştı.
Şefkat ve duygu yoğunluğu ve bir acele vardır.
Çünkü her gün gidip onu takip etmeye çalışmanın yoruculuğu,
Yakıcı bir acı hissetti, kıvrandıracak şiddetteydi.
Yaşama gücü yorulmadan zamanın geniş bir süreci için bir fiziksel veya zihinsel aktivite taşıma kapasitesidir. Sen sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürerek sağlıklı ve dengeli bir diyet tüketerek, eğitim tarafından yaşama gücünü artırabilirsin.