Examples of using "Gruppen" in a sentence and their turkish translations:
kendilerini korumak için
Sonra kalabalığı beşer kişilik gruplara ayırdık
az kişilik gruplar halinde yaşıyoruz
Japonlar grup halinde seyahat etmeyi sever.
yaşamasına rağmen kimse bu guruplara komutanlık
Ekiplere ayrılalım.
hem bireysel hem de toplu olarak,
Sınıf dört gruba ayrıldı.
Ekip küçük gruplara ayrıldı.
Çeşitli grupları birleştirmeye çalıştı.
Yankesiciler çoğunlukla grup çalışması yapar.
Sonra üçerli grup olmalarını istedik.
Kitaplarını beş kategoriye ayırdı.
Öğretmen bizi iki gruba ayırdı.
Öğrenciler üç gruba bölündü.
Öğretmen öğrencileri gruplara ayırdı.
Whatsapp grupları Face grupları ve Twitter bununla çalkalanmaya başladı
Grup hâlinde gezmek, yüksek sesle müzik çalmak, fener ve sopa taşımak
Doğrusu, bu jenerasyonların var olduğu konusunda anlaşabilsek bile
Dokuz rehine vardı, üçer kişilik üç grup.
Bugün ise sağ kalan altı türü var ve iki gruba ayrılıyorlar.
aynı zamanda okulda büyük ihtimalle zorbalığa maruz kalan çocuklar.
diğer hayvanlardan ayıran özelliği ise kalabalık guruplar halinde
Öncelikle karar verilmesi gerekenlere karar veririz sonra iki takıma ayrılırız.
Tatoeba kullanıcıları dört İdeal tipik gruba ayrılabilir: okuyucular, yazarlar, çevirmenler ve düzeltmenler.
Öğretim insan şahsiyetinin tam gelişmesini ve insan haklarıyla ana hürriyetlerine saygının kuvvetlenmesini hedef almalıdır. Öğretim bütün milletler, ırk ve din grupları arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu teşvik etmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışın idamesi yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.