Examples of using "Teilen" in a sentence and their turkish translations:
- Paylaşımınız için teşekkür ederim.
- Paylaşımın için teşekkürler.
- Paylaştığın için sağ ol.
- Paylaşım için teşekkürler.
Paylaşacağız.
Paylaşım önemli.
Tom paylaşacak.
Bir rüyayı paylaşıyoruz.
Ayrılalım.
Parayı paylaşalım.
Paylaşmak istemiyorum.
Ev işlerini paylaşıyoruz.
Biz faturayı paylaşıyoruz.
- Hesabı paylaşalım.
- Hesabı kırışalım.
Paylaşmak mutlu eder insanı.
Aynı yatağı ve evi paylaşacaktık,
Avlanma sahalarını büyük kedilerle paylaşıyorlar.
Yine de paylaşmaya pek gönlü yok.
Klikleyip paylaşırız.
Ekiplere ayrılalım.
Bunu seninle paylaşmak istiyorum.
Çocuklara paylaşmak öğretilmeli.
Bunu hiç kimseyle paylaşamam.
Bu teori üç kısımdan oluşur.
Tatlımı benimle paylaşmak ister misin?
Pirinç dünyanın çeşitli yerlerinde yetiştirilir.
sizlere paylaşmak istedim o kadar
biz tür olarak ikiye ayırsak da
ama böyle bir paylaşım olabilirmiş
Avukat ile ücreti paylaşıyorlarmış arkadaşlar
Neden bir odayı paylaşmıyoruz?
Sırrımı seninle paylaşmak isterim.
O ve ben bir odayı paylaşıyoruz.
Acını paylaşman önemlidir.
Düşüncelerimi seninle paylaşmak istiyorum.
Anne, Tom benimle paylaşmayacak!
Bana sınav sonucu hakkında bildirin.
Gittikçe artan sayıda evli çift ev işlerini paylaşıyor.
Üzüntümü kimseyle paylaşamıyorum.
Erkek kardeşinle paylaşmalısın, Mary.
Bu parayı seninle benim aramda bölüşelim.
İnsanoğlu dünyanın her yerinde yaşıyor.
Tom ve ben bir odayı paylaşıyoruz.
Bilgili çalışanlar tarafından saygıyla karşılandıkları takdirde
Bizi dışarıdan ve yukarıdan bölmek
İngilizce dünyanın birçok yerinde konuşulur.
Bir trilojinin genellikle üç bölümü vardır.
Masamı paylaşmaktan rahatsız olmam.
Sırlarını paylaşmak kolay değil.
Bir ofisi Tom'la paylaşmalıyım.
Hazineyi neden seninle paylaşmalıyım.
Kârı hepimiz arasında paylaştıracağız.
Onlara gerçekten ne olduğunu söyle.
Odasını erkek kardeşiyle paylaşmak zorunda kaldı.
Odasını kız kardeşi ile birlikte paylaşmak zorunda kaldı.
O, odasını erkek kardeşiyle paylaşmak zorundaydı.
terleyen avuçları, o artan panik hissini iletemem.
Bu tüneller kilometrelerce uzunlukta, bir sürü kıvrımı var.
lütfen sizde düşüncelerinizi yorumlar kısmında belirtin
aynı zamanda öğretmen ekranındaki bir şeyi öğrencilerle paylaşabiliyor
ne oldu da şimdi paylaşmaktan korkar hale geldiniz
Biz bir çok ürünü dünyanın bir çok yerinden alıyoruz
Tom bir odayı erkek kardeşiyle paylaşmak zorunda.
Bankanın ülkenin her yerinde şubeleri var.
Bir yabancı ile otel odasını paylaşmak zorunda kaldı.
Başarısının çoğunu karısına borçludur.
Kentin diğer alanlarda savaş devam etti.
Onlar, ikiz olmalarına rağmen, çok sayıda ortak ilgileri yok.
Erkek kardeşlerim ve ben hepimiz bir odayı paylaşıyoruz.
Bir hafta içinde seni sonuçtan haberdar edeceğiz.
Mutluluğumuzu kat kat çoğaltabilmemiz için, onu paylaşmamız lazım.
Erkek ya da kız kardeşlerinle bir yatak odasını paylaşmak zorunda kaldın mı?
şimdi yer kabuğunu ikiye ayıralım
Servet mirasçılar arasında eşit olarak bölündü.
Trang onun yatağımı paylaşıp paylaşamayacağını sordu.
Kimilerine göre gezegenimizi dünya dışı zekâyla paylaşıyoruz bile.
paylaşmak isterseniz lütfen yorumlar kısmında belirtin
Ders iki bölümden oluşuyor; biri teorik, diğeri pratik.
Odayı onuna paylaşmanın benim için sakıncası yok.
- Harcamaları paylaşalım.
- Masrafları paylaşalım.
Ödül on tane sendika üyesi arasında eşit olarak bölündü.
Biz parayı üçümüz arasında eşit olarak paylaştık.
Eski Mısırlılar insan ruhunun beş bölümden oluştuğuna inanıyordu.
Buraya zamanında gelemezseniz bize bildirin.
Lütfen kartları dağıt.
Arayan kimse, beni hemen bilgilendirsin!
sizde bu konu hakkındaki düşüncelerinizi lütfen yorumlar kısmında belirtin
Bu romanda üç bölüm vardır.
Onunla bir oda paylaşmaktan rahatsızlık duymam.
Bu, doğanın tüm canlıları donattığı sağlıklı bir bencillik.
Dünya üzerinde mutluluğu çoğaltmanın tek yolu onu bölmektir.
Parayı aranızda paylaşın.
- Ölü Deniz yaşıyor: dünyanın her köşesinden turist çekiyor.
- Lut Gölü yaşıyor: dünyanın her köşesinden turist çekiyor.
Tam sevinç değerini elde etmek için, onu paylaşacak birisine sahip olmalısınız.
Kadın savaşçının zırhı vücudunun birçok kısmını korumasız bırakmış gibi görünüyordu.
"Hazineyi neden seninle paylaşmalıyım?" "Bir anlaşmamız olduğunu düşünmüştüm."