Examples of using "Reisen" in a sentence and their turkish translations:
Seyahat, insanları bilgili yapar.
Ben yolculuk etmek istiyorum.
Seyahat etmek eğlencelidir.
Tom seyahat etmek istiyordu.
Gezileri seviyorum.
O, seyahat etmeye alışkındır.
- Birçok insan seyahat etmeyi sever.
- Çoğu insan seyahat etmeyi sever.
Yolculuk etmek bugünlerde kolaydır.
Gezi yapmak çok eğlencelidir.
Yarın git.
Tom gerçekten seyahat etmek istiyordu.
O seyahat etmek istedi.
Ben seyahat etmekten zevk almıyorum.
Seyahat genç insanları eğitir.
Biz zamanda yolculuk yapabiliriz bu sefer
- Seninle seyahat etmek istiyorum.
- Seninle yolculuk etmek istiyorum.
Ben yalnız seyahat etmek istiyorum.
Sık sık Avrupa'ya seyahatler yaparlar.
Japonlar grup halinde seyahat etmeyi sever.
O en çok seyahat etmekten hoşlanır.
Ben seyahat etmekten nefret ediyorum.
Bazı insanlar yalnız yolculuk etmeyi sever.
Seyahat etmeyi severim.
- O seyahat etmeyi sever.
- Gezmeyi sever.
Tom şimdi seyahat ediyor.
Ben uzun yolculukları sevmiyorum.
Tom nadiren seyahat eder.
Ben aya seyahat etmek istiyorum.
- O, seyahat etmeye alışkındır.
- Gezmeye alışıktır.
Ne kadar zamandır seyahat ediyorsun?
Yani zamanda yolculuk
Uçak yolculuğu yapan insanlar
Dünyayı gezmek istiyorum.
Yurt dışında seyahat etmek çok ilginçtir.
Çok seyahat eder misin?
O seyahat etmeye alışkın.
Osaka'ya nasıl gideceksin?
Hiç kimse benim ülkeme gitmek istemiyor.
Uçakla seyahat etmek istiyorum.
Birçok Alman her yaz Yunanistan'a seyahat eder.
10 yaşından küçük çocuklar ücretsiz seyahat eder.
Amerika Birleşik Devletlerine seyahat etmek ister misin?
Seyahat ederken genellikle günlük tutarım.
- Yalnız seyahat etmek için çok gençsin.
- Yalnız seyahat edebilmek için çok gençsiniz.
Yarın sabah Japonya'dan ayrılıyoruz.
Fransa'ya hava yoluyla seyahat ediyoruz.
Hava yoluyla seyahat edebilme yeteneğine.
Bu partiküllerin rüzgar, yağmur, nem gibi baskılara rağmen
Bugünlerde birçok insan arabayla seyahat ediyor.
O tüm gezilerimde bana eşlik eder.
Deniz yoluyla mı veya hava yoluyla mı seyahat edersiniz?
Dünyayı gezmek istiyorum.
Artık sehayat etmek için zamanım yok.
Biz gelecek ay Estonya'ya seyahat edeceğiz.
Yaz boyunca geziyorduk.
Bir gün Avustralya'ya gitmek isterdim.
Ben her zaman bütün Avrupayı gezmek istedim.
O, gelecek yıl yurtdışına seyahat edecek.
Tom'un Boston'a seyahat etme şansı vardı.
Belki Tom ve Mary birlikte seyahat etmelidir.
Tom geçen sene çok seyahat etti.
Uçakla yolculuk edemem.
Uzayda seyahat edebilmeyi ister misin?
Hem gezmiş olurum diyenler var ya
O günlerde çok az sayıda kişi yurtdışına seyahat edebiliyordu.
Macera aramak için seyahate çıktı.
O günlerde seyahat etmek çok daha zordu.
Yarın ayrılacağız.
Keşke dünyayı gezebilsem.
Tom oldukça çok seyahat eder.
Avustralya'ya trenle gideceğim.
Benimle seyahat edecek kimsem yok.
Böyle yüksek bir hızda yolculuk etmek olanaklı mı?
Ne kadar çok gezersen, o kadar çok öğrenirsin.
Bu gece iş için Şili'ye seyahat edeceğim.
Genellikle yalnız mı yolculuk edersin?
Onun hayali Dünyayı gezmektir.
Bir gün Mars'a yolculuk yapabileceğiz.
Pasaport olmadan yurt dışına seyahat edemezsiniz.
O şimdi tek başına seyahat edecek kadar yaşlıdır.
Yurt dışında seyahat etme fırsatım oldu.
Sen yalnız seyahat etmek için çok gençsin.
Siz ikiniz birlikte seyahat ediyor musunuz?
Tom şansını deneyip otostop çekti.