Examples of using "Sowohl" in a sentence and their turkish translations:
Hem Tom hem de Mary kızardı.
- Hem köpekleri hem de kedileri severim.
- Hem kedilerden hem de köpeklerden hoşlanırım.
ve aslında, ikisinin de fiziksel bir ögesi vardır, yani ses
O hem uzun hem de şişman.
Shakespeare hem dram hem de komedi yazdı.
hem bireysel olarak hem de toplum olarak,
yepyeni ve teknoloji bakımından yenilenmiş yeşil binalar;
hem değer, hem de hacim açısından --
hem bireysel hem de toplu olarak,
Ne bireyler ve aileler
Mary, hem akıllı hem de nazik.
Haber onu, beni şaşırttığı kadar, çok şaşırttı.
- İngilizcenin yanı sıra matematik de öğretir.
- O, İngilizce öğrettiği gibi matematik de öğretiyor.
O bir doktor ve aynı zamanda bir dağcıdır.
O hem Esperanto'yu hem de İnterlingua'yı sever.
Hem Tom hem de Mary etkilenmişti.
- O, hem müzik hem de sporları sever.
- O, hem müziği hem de sporu sever.
Hem köpekleri hem de kedileri severim.
O hem İngilizce hem de Almanca konuşabilir.
O hem İngilizce hem de Almanca konuşabilir.
Mary hem Tom'u hem John'u sever.
Tom ve Mary her ikisi de şaşırdı.
Tom hem Fransızca hem de İngilizce konuşur.
O İspanyolcanın yanı sıra İngilizce de konuşabilir.
Tom ve Mary her ikisi de John'a güveniyordu.
Hem Tom hem de Mary, John'a teşekkür ettiler.
O hem uzun hem de yakışıklı.
Bu kitap hem ilginç hem de öğretici.
Siz hem güzel hem de naziksiniz.
Tom hem Mary'yi hem de John'u tanır.
Tom hem uzun boylu hem de yakışıklı.
Hem Fransızca hem de İngilizce konuşabilirim.
O, Rusçayı hem konuşabilir hem de yazabilir.
O televizyon hem büyük hem de pahalı.
Onların fikirlerinin her biri hem iyi noktalara hem de kötü noktalara sahiptir.
O Rusça'yı konuşabilir ve yazabilir.
Hem tenis hem de beyzbol oynayabilir.
Tom hem Fransızca hem de İngilizce konuşabilir.
Tom hem tenis hem de beyzbol oynayabilir.
Hem Tom hem de Mary ile aynı fikirdeyim.
Hem Tom hem de Mary şu anda meşguller.
O hem zengin hem de çok güzel.
Hem Tom'u hem de Mary'yi davet etmeyi planlıyoruz.
Tom hem Fransızca hem de İngilizce okudu.
Tom hem Fransızca hem de İngilizce öğretebilir.
Hem kedilerden hem de köpeklerden hoşlanırım.
hem beyin hem de vücudunuz üzerinde.
sonuçta bunların da kompakt olması lazım, katlanabilir ve hafif.
Hem oğlan hem de kız akıllı.
Hem kanıt hem de çözüm önemsiz.
Öğrencilerinin yanı sıra öğretmen de geldi.
"Bana sarılmak mı yoksa öpmek mi istersin?" "Her ikisini de yapmak isterim."
Bu yetişkinlere olduğu kadar çocuklar için de geçerlidir.
O hem Japonya'da hem de Amerika'da iyi tanınmaktadır.
O, hem İngilizceyi hem de Fransızcayı çok iyi konuşabilmektedir.
O hem kız arkadaşını hem de işini kaybetti.
- Tom ve ben ikimiz de dün oldukça yoğunduk.
- Hem Tom hem de ben dün oldukça yoğunduk.
Hem Tom hem de Mary John'u çok sevmiyor.
Hem Tom'u hem de Mary'yi çok iyi tanıyordum.
Hem babam hem de erkek kardeşim kumar oynamayı severler.
Hem editör hem de yayımcı benim kuzenlerim.
Bu şirket hem turistlerden hem de iş adamlarından müşteri çekiyor.
Filler Afrika ve Hindistan'da bulunur.
Hem o hem de kız kardeşi partiye davetliler.
- Hem babam hem de erkek kardeşim kumara düşkünler.
- Hem babam hem de erkek kardeşim kumarı çok severler.
Şu doktor hem çekici hem de eylemde iyidir.
Bu ürün hem bir zemin cilası hem de bir tatlı kaplama malzemesidir.
Tom, hem tenisi hem de masa tenisini iyi oynayabilir.
Daire satın almak hem heyecan verici, hem de ürkütücüdür.
Bu daha iyi olabilir, ancak daha da kötüsü olabilir.
ki hem yerleştirmesi zor, hem de koruması pahalı.
Kyoto'da hem eski hem de modern yapıları görebilirsiniz.
O planını hem oğluma hem de bana açıkladı.
Hem Tom'la hem de Mary ile arkadaştınız, doğru mu?
Onu hem Firefox ve hem de Chrome'da denedim.
Tom hem Mary hem de Alice'le buluşmaya gitti.
Tom hem Mary hem de Alice ile çıktı.
Hem şair hem de romancı toplantıda mevcuttu.
Bana hem elbiseler hem de yiyecek verdi.
Hem erkekler hem de kızlar okulda pişirme dersi almalılar.
Dalkavukluk hem alıcıyı hem de vericiyi bozar.
Tom ve ben ikimiz de bugünkü toplantıya gitmedik.
1953'te hem Chandra hem de karısı Lalitha Amerikan vatandaşları oldular.
Rok yaparken hem şahın hem de kalenin yeri değiştirilir.
sahadaki hem en iyi hem de en kötü görevdir.
Madem ben büyüdüm,hem arama motor'uyum hemde tarayıcım var
O hem iyi hem de ucuz.
Müzisyen hem Japonya hem de Amerika Birleşik Devletleri'nde büyük ilgi görüyor.
Tom davulu organ kadar iyi çalar.
O kentte tiyatro,müze, kütüphane ve parklar var.
Tatoeba'daki cümleler mikroplar gibi. Faydalı olanlar var fakat aynı zamanda zararlı olanlar da var.
Hem babam hem de ben ilk defa müzeye gittik.
Tom hem oğluyla hem de kızıyla gurur duymaktadır..
Bu görüntü ya bir ördek gibi ya da bir tavşan gibi görülebilir.
Her şahıs tek başına veya başkalarıyla birlikte mal ve mülk sahibi olma hakkına sahiptir.
Hem Tom'un hem de Mary'nin kötü ünleri var.
Hem Tom hem de Mary mankenlik yapıyor.