Examples of using "Sachen" in a sentence and their turkish translations:
Bunlar senin eşyaların mı?
Eşyalarını unutma.
Şeylerin nerede?
Eşyalarını toparla.
Eşyalarınızı alın.
O, eşya çalar.
O, eşya çalar.
Eşyalarının hepsi burada.
Eşyaları kredili almayın.
ve böyle şeyleri fark ederim.
Tom'un eşyaları nerede?
Eşyalarım nerede?
Şeylerin nerede?
Arkadaşlar şeyleri birlikte yaparlar.
Bunlar senin şeylerin.
Benim işlerim var.
Tom bu şeylerden nefret ediyor.
Aptalca bir şey yapmayın.
Tom'un giysileri sırılsıklam.
- Çok şey satın alıyorsun.
- Çok şey satın alırsın.
Biri eşyalarımı aldı.
Tom işleri yapmayı sever.
Eşyalarını al ve uzaklaş.
Eşyalarıma dokunma!
Onların hepsi el yapımı şeylerdi.
Benim şeylerime dokunma.
Böyle şeylere inanır mısınız?
Benim eşyalarıma dokunma.
Tom'un işleri için geldik.
- Kıyafetlerini giyebilir miyim?
- Kıyafetlerinizi giyebilir miyim?
Karın tuhaf şeyler söylüyor.
Böyle şeyleri düşünme.
Ucuz şey giymez.
Böyle aptalca şeyler söyleme.
Bütün eşyam nerede?
Yeni elbiselerimi beğeniyor musun?
Biz işleri yarım bırakmayız.
- Bazı yeni elbiseler satın almam gerekir.
- Birkaç yeni giysi satın almalıyım.
Şu şeyleri bana ver.
Onların hepsi el yapımı şeylerdi.
Bu giysiler nihayet kuru.
Çocuklar böyle aptalca şeyler söylerler.
Bu şeyler benimki değil!
Ben eşyalarımı almak istiyorum.
Elbiselerimi ütülemem.
Tom çantasından bazı şeyler çıkardı.
Devletten bir şeyler topladık.
Brian eşyalarını geride bıraktı.
Öyle aptalca şeyler yapmaz.
Onları nereye koydun?
Bu giysiler onun için çok küçük.
Mark şeylerini aldı ve gitti.
O, benim elbiselerimi çaldı.
Birisi eşyamı çaldı.
Lütfen benim şeyleri ayrı bırakın.
İki şeyi aynı anda yapma.
Sakın bir daha eşyalarıma elini sürme.
Dün giydiğin elbiseyi giyiyorsun.
Eşyalarımı kullanmaktan vazgeç!
Bu şeyler dengeli bir öğün oluşturur.
Onlar birkaç şey hakkında kızgındı.
Lee en güzel elbisesini giymişti.
Eşyalarıma dokunma.
Elbiselerimi benim için ütülediğiniz için teşekkürler.
Kişisel eşyalarını gözetimsiz bırakma.
Bu tür bir şey için çok yaşlıyım.
En küçük şeylerden depresyona girerim.
Bütün eşyalarınıza adınızı yazın.
Onun çantasında çok sayıda makale var.
Elbiselerini çıkar.
İki şeyi aynı anda yapamam.
Eşyalarımın çoğunu atmak zorunda kaldım.
Artık bu elbiselere sığamıyorum.
- İşimden uzak dur.
- İşime karışma.
Sen kendi işini yap, ben benimkini yaparım.
Bu kıyafetler seni daha zayıf göstermiş.
Lütfen eşyalarımı oldukları gibi bırakın.
- Bu şeyler olur.
- Olur öyle şeyler.
Tom eşyalarını çantasına koydu.
Tom'un malzemesi ile ne yapıyorsun?
Onlar benim hakkımda böylesine kötü şeyler söyledi.
Tom Mary hakkında çok şey biliyor.
Tom elbiselerini kirletti.
Tom eşyalarını arka koltuğa attı.
O elbiselerini çıkardı.
Çok sıcak şeyleri yiyemem ya da içemem.
Dünyada birçok iyi şey var.
Kız şeylerle tam doldurulmuş bir plastik çanta taşıyordu.
O ona inanacak kadar çok aptal mı?
Kadınların asla anlamayacağı şeyler vardır.
Ona bazı yeni giysiler satın almanız gerekiyor.
O giysileri işte giyemezsin.
Elbiselerim nerede?