Translation of "Fünfzig" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Fünfzig" in a sentence and their turkish translations:

- Nur fünfzig Leute kamen.
- Nur fünfzig Leute waren gekommen.

Sadece elli kişi geldi.

Es sind fünfzig Sterne.

Elli tane yıldız var.

Das sind fünfzig Yen.

Bu, 50 yen.

Er muss über fünfzig sein.

O, elli yaşın üzerinde olmalı.

"Vier Pfund fünfzig", sagt Bob.

Bob "Dört buçuk pound" diyor.

Diese Frage zählt fünfzig Punkte.

Bu soru 50 puan değerindedir.

Der Club hat fünfzig Mitglieder.

Kulüpte 50 üye var.

Amerika besteht aus fünfzig Staaten.

- Amerika 50 eyaletten oluşmaktadır.
- Amerika'da 50 eyalet vardır.

Im Bus waren fünfzig Fahrgäste.

Otobüste elli yolcu vardı.

Dieser Klub hat fünfzig Mitglieder.

Bu kulübün elli üyesi var.

- Auf der amerikanischen Flagge sind fünfzig Sterne.
- Die amerikanische Flagge hat fünfzig Sterne.

Amerikan bayrağında elli yıldız var.

- Ich habe nur fünfzig Meter Seil.
- Ich habe nur ein Fünfzig-Meter-Seil.

Sadece elli metre ipim var.

- Die Klasse besteht aus fünfzig Jungen.
- Die Klasse setzt sich aus fünfzig Jungen zusammen.

Sınıf 50 erkekten oluşuyor.

Es waren weniger als fünfzig Dollar.

O elli dolardan daha azdı.

Es waren fünfzig Passagiere im Flugzeug.

Uçakta elli yolcu vardı.

Sie wird höchstens fünfzig Dollar zahlen.

O, en fazla 50 dolar ödeyecek.

Unsere Schule ist fünfzig Jahre alt.

Okulumuz elli yıllıktır.

In diesem Dorf leben fünfzig Familien.

Bu köyde elli aile yaşıyor.

Dieser Bus kann fünfzig Fahrgäste befördern.

Bu otobüs elli yolcu taşıyabilir.

Dieser Pullover kostet über fünfzig Dollar.

Bu kazak elli dolardan daha fazla eder.

In Amerika gibt es fünfzig Staaten.

Amerika'da elli eyalet vardır.

- In diesem Raum können sich fünfzig Menschen aufhalten.
- Dieser Raum bietet Platz für fünfzig Personen.

- Bu oda elli kişi alma kapasitesindedir.
- Bu odada elli kişiliktir.

- Ich schätze, unser Lehrer ist älter als fünfzig.
- Ich schätze, unsere Lehrerin ist älter als fünfzig.

Tahminimce bizim öğretmen elli yaşın üzerinde.

Es kamen nicht mehr als fünfzig Leute.

- 50 kişiden fazla gelen olmadı.
- En fazla 50 kişi geldi.

An diesem Tag ritt ich fünfzig Meilen.

Ben o gün elli mil sürdüm.

Die Gruppe besteht aus insgesamt fünfzig Studenten.

Grup toplam 50 öğrenciden oluşmaktadır.

Der Club hat mehr als fünfzig Mitglieder.

Kulübün elliden fazla üyesi var.

Du hast mir nur fünfzig Cent gegeben.

- Sen bana sadece elli sent verdin.
- Sen bana yalnızca elli sent verdin.

Sie wird bis zu fünfzig Dollar zahlen.

O en fazla elli dolar ödeyecek.

Vier fehlen noch, damit es fünfzig sind.

Elli yapmak için dört daha gerekiyor.

Mary scheint älter als fünfzig zu sein.

Mary elli yaşından büyük gözüküyor.

- Ich bot ihm fünfzig Pence und er akzeptierte.
- Ich bot ihm fünfzig Pence und er willigte ein.

Ona elli peni teklif ettim ve o kabul etti.

- Letztes Jahr sah ich nicht weniger als fünfzig Filme.
- Im letzten Jahr habe ich mindestens fünfzig Filme gesehen.

- Geçen yıl en az elli film seyrettim.
- Geçen yıl en az elli film izledim.

Die Stadt liegt fünfzig Meilen nördlich von London.

- Şehir Londra'nın elli mil kuzeyindedir.
- Şehir Londra'nın elli mil yukarısındadır.

Der Fluss hat eine Breite von fünfzig Metern.

Nehir 50 metre genişliğindedir.

In den Vereinigten Staaten gibt es fünfzig Staaten.

Amerika Birleşik Devletleri'nde 50 eyalet vardır.

- Er hatte 50 Dollar.
- Er hatte fünfzig Dollar.

Onun elli doları vardı.

Dieses Zimmer ist zu klein für fünfzig Personen.

Bu odada elli kişiyi almak için çok küçük.

Da waren mehr als fünfzig Mädchen auf der Party.

Partide elliden fazla kız vardı.

Wenn’s hoch kommt, verdient er fünfzig Dollar die Woche.

En fazla, haftada 50 dolar kazanır.

Im letzten Jahr habe ich mindestens fünfzig Filme gesehen.

Geçen yıl en az elli film izledim.

Dieses Buch wurde in mehr als fünfzig Sprachen übersetzt.

Bu kitap elliden fazla dile çevrildi.

Mein Vater lernte endlich zu fahren, als er fünfzig war.

Babam elli yaşındayken nihayet araba sürmeyi öğrendi.

Zehn, zwanzig, dreißig, vierzig, fünfzig, sechzig, siebzig, achtzig, neunzig, hundert.

On, yirmi, otuz, kırk, elli, altmış, yetmiş, seksen, doksan, yüz.

Dieser alte Mann hatte seit fünfzig Jahren Whisky selbst gebrannt.

O yaşlı adam elli yıldır ev yapımı viski imal etmekteydi.

Obwohl sie schon fünfzig ist, ist sie immer noch atemberaubend.

50 yaşında olmasına rağmen, hâlâ nefes kesici.

Japan ist heute ganz anders als noch vor fünfzig Jahren.

Japonya elli yıl önce olduğundan çok farklı.

Tom hatte zu der Zeit fünfzig Dollar in der Tasche.

O zaman Tom'un cebinde elli doları vardı.

Er war ein Mann im Alter von etwa fünfzig Jahren.

O yaklaşık elli yaşında bir adamdı.

Mit über fünfzig entwickelte er ein Talent für die Malerei.

O ellisinden sonra resim yapma yeteneğini geliştirdi.

Der Zug fährt mit einer Reisegeschwindigkeit von fünfzig Meilen pro Stunde.

Tren saatte 50 mil hızla gidiyordu.

Ich weiß nicht, wie es vor hundert oder fünfzig Jahren war.

İşlerin yüz ya da elli yıl önce nasıl olduğunu bilmiyorum.

- Mein Vater ist fünfzig Jahre alt.
- Mein Vater ist 50 Jahre alt.

Babam elli yaşında.

Das Experiment muss gelingen. Die nächste Chance ergibt sich erst in fünfzig Jahren.

Deney başarılı olmalı. Sonraki şans elli yıl içinde ortaya çıkacaktır.

Es ist nicht so leicht, nach fünfzig Jahren eine neue Sprache zu lernen.

Elli yaşından sonra yeni bir dil öğrenmek o kadar kolay değil.

- Ich bin nicht ganz einen Meter fünfzig groß.
- Ich bin nicht ganz 1,50 m groß.

Ben tam olarak 150 santimetre boyunda değilim.

- Ich bin knapp unter 1,50 m groß.
- Ich bin knapp unter einem Meter fünfzig groß.

Ben 1.50 santimetre boyun hemen altındayım.

Der Flüchtige ließ sich in einer Kleinstadt fünfzig Meilen von hier blicken und verschwand dann wieder.

Firari buradan elli kilometre uzaktaki küçük bir kasabada ortaya çıkmış, ama sonra gözden kaybolmuş.

Der Roman "Im Westen nichts Neues" von Erich Maria Remarque wurde in mehr als fünfzig Sprachen übersetzt.

Erich Maria Remarque tarafından yazılan "Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok" romanı elliden fazla dile tercüme edilmiştir.