Examples of using "Du’s" in a sentence and their turkish translations:
Onu denemek ister misin?
- Evin güzel.
- Eviniz güzel.
Denemek ister misin?
- Mekanınız güzelmiş.
- Evin güzelmiş.
Dinlesen anlarsın.
Evet, artık biliyorsun.
Henüz ona söylemedin mi?
Neden sadece onu yapmıyorsun?
Sizde var mı?
Kaç kişiye söyledin?
Bunu yapabilirsin, değil mi?
Buna inanabiliyor musun? Biz Avrupa'dayız!
Onu yediğini görmeme izin ver.
"Tom bilir." "O biliyor mu? Ona söyledin mi?"
Duydun mu? O, Tom'la flört ediyor!
Sana yardım etmemi istiyorsan, tüm yapman gereken istemek.
Mary, biz senin arkadaşlarınız. Bize anlatabilirsin.
Eğer gerçekten bilmek istiyorsan neden Tom'a sormuyorsun?
"Neden bana söylemedin?" "Sen sormadın ki."
Sanırım bilmeniz gereken bir şey var.
O, bir köprüden atlamanı istese, bunu yapar mısın?
O bir köprüden atlamanı istese, bunu yapar mısın?
Tom bir köprüden atlamanı istese, bunu yapar mısın?
"Bunu yaptın mı?" "Hayır, Tom yapmamam için bana yalvardı."
Ne oldu, Mary? İstiyorsan benimle konuşabilirsin.
Onu denemek ister misiniz?
Bunun ne olduğunu düşünüyordunuz?
"Tom bilir." "O biliyor mu? Ona söyledin mi? "Hayır, kendi başına öğrendi."
- Niçin bana söylemiyorsun?
- Neden bana söylemiyorsun?
Her zaman bir bilim adamı olmak istediğini söylemiştin. Neden olmadın?
Ne kadar denersen dene, bu alışkanlığı bırakmanın zor olduğunu göreceksin.
Eğer onu yapabilsen, yapar mısın?
Bana söylemeyecek misin?
"Mısır'ı nasıl buldunuz?" "Sıcak."
Onu istiyor musun yoksa istemiyor musun?
Bilmek istemiyor musunuz?
Biri sana Tom'u öldürmen için para verse, öldürür müsün?