Translation of "Doppelt" in Turkish

0.032 sec.

Examples of using "Doppelt" in a sentence and their turkish translations:

- Ich bin doppelt so alt wie du.
- Ich bin doppelt so alt wie ihr.
- Ich bin doppelt so alt wie Sie.

Ben senin yaşının iki katı yaşa sahibim.

- Tom ist doppelt so schwer wie Maria.
- Tom wiegt doppelt so viel wie Maria.

Tom Mary'nin iki katı kadar ağırdır.

- Dein Haus ist doppelt so groß wie meines.
- Ihr Haus ist doppelt so groß wie meines.
- Euer Haus ist doppelt so groß wie meines.

Senin evin benimkinden iki kat daha büyük.

Tom ist doppelt so alt wie ich.

- Tom benim iki katım kadar yaşlı.
- Tom'un yaşı benim iki katım.
- Tom'un yaşı benimkinin iki katı.

Er ist doppelt so alt wie ich.

- Benim iki katım kadar yaşlıdır.
- O, benim iki katım kadar yaşlıdır.

Tom verdient doppelt so viel wie ich.

Tom benim iki katım kadar çok kazanır.

Tom ist doppelt so schwer wie Maria.

Tom Mary'nin iki katı kadar ağır.

Tom ist doppelt so alt wie Maria.

Tom Mary'nin yaşının iki katıdır.

Er ist doppelt so alt wie sie.

O, onun iki katı kadar yaşlıdır.

Er verdient doppelt so viel wie ich.

O, maaşımın iki katını kazanıyor.

Ich bin doppelt so alt wie Tom.

- Tom'un iki katı kadar yaştayım.
- Tom'dan iki kat fazla yaştayım.

Tom wiegt doppelt so viel wie ich.

Tom'un kilosu benim iki katım.

Es riecht doppelt so gut wie ein Bluthund.

Burnu, tazınınkinden iki kat hassastır.

Ich habe doppelt so viele Bücher wie er.

Onun sahip olduğunun iki katı kadar kitabım var.

Er hat doppelt so viel wie ich gegessen.

Benim yediğimin iki katı kadar çok yedi.

Dieser Stein ist doppelt so schwer wie jener.

Bu taş onun iki katı kadar çok ağır.

Er ist mindestens doppelt so alt wie ich.

O benim yaşımın en az iki katıdır.

Dein Gehalt ist etwa doppelt so hoch wie meins.

Geliriniz yaklaşık olarak benimkinin iki katı kadar büyük.

Toms Haus ist mindestens doppelt so groß wie meins.

Tom'un evi en az benimkinin iki katı kadar büyük.

Ich habe doppelt so viele Bücher gelesen wie er.

Onun okuduğunun iki katı kadar kitap okudum.

- Du musst doppelt bezahlen.
- Du musst das Doppelte zahlen.

İki kat ödemeniz gerekecek.

Ich habe doppelt so viel zu tun wie früher.

Daha önce olduğumun iki katı kadar meşgulüm.

Diese Schachtel ist doppelt so groß wie die da.

Bu kutu diğerinin iki katı kadar büyük.

- Du bist zweimal so stark wie ich.
- Du bist doppelt so stark wie ich.
- Sie sind doppelt so stark wie ich.

Benim iki katım kadar güçlüsün.

Sind Bären in der Gegend, muss man doppelt vorsichtig sein!

Bölgede ayılar varsa iki kat dikkatli olmanız gerekir!

Der Preis ist doppelt so hoch wie vor einem Jahr.

Fiyat geçen yılkinin iki katı.

Ich habe 5 Kopien, aber ich brauche doppelt so viele.

Bende beş nüsha var ama bana bunun iki katı lazım.

Die Preise sind doppelt so hoch wie vor zehn Jahren.

- Fiyatlar on yıl öncesinin iki katı.
- Fiyatlar on yıl öncesininkinin iki katı.

Der neue Tunnel ist doppelt so lang wie der alte.

- Yeni tünel eskisinin iki katı uzunluğunda.
- Yeni tünel eskisinin iki katı kadar uzun.

Der Preis ist doppelt so hoch wie im vergangenen Jahr.

Fiyat geçen yılkinin iki katı.

Sein Gewicht ist doppelt so hoch wie vor zehn Jahren.

Onun ağırlığı on yıl öncekinin iki katı.

Sein Gehalt ist doppelt so hoch wie vor sieben Jahren.

Onun maaşı yedi sene öncesinin iki katı.

Ich zahle ihm doppelt so viel wie sein alter Chef.

Ona eski patronunun ödediğinin iki katı kadar çok ödüyorum.

Diese Brücke ist doppelt so lang wie die da hinten.

Bu köprü, o köprünün uzunluğunun iki katıdır.

In diesem Netzwerk ist das Herunterladen doppelt so schnell wie das Hochladen.

- Bu ağda indirme hızı yükleme hızının iki misli daha hızlı.
- Bu ağda indirme hızı yükleme hızından iki kat daha hızlı.

Die Arktis erwärmt sich doppelt so schnell wie der Rest des Planeten.

Kuzey kutup bölgesi, gezegenin geri kalanından iki kat daha hızlı ısınıyor.

Der Bär hat gelernt, dass die Lachsjagd bei Dunkelheit doppelt so gut ausfällt.

Bu ayı, karanlıkta iki kat daha iyi balık tutabildiğini öğrenmiş.

- Er ist doppelt so alt wie ich.
- Er ist zweimal so alt wie ich.

O, benim iki katım kadar yaşlıdır.

doppelt gesehen haben!", Sagte er zu seinem Adjutanten und machte einen Witz über Davouts Brillentragen.

!" Dedi, kamp yardımcısına Davout'un gözlük takmasıyla şaka yaptı.

Auf Kosten von 10.000 Opfern hatte er den Russen doppelt so viele Verluste zugefügt - etwa

10.000 zayiat karşılığında, Ruslara iki katı zayiat vermişti

- Mein Chef ist zweimal so alt wie ich.
- Mein Chef ist doppelt so alt wie ich.

Patronum benim iki katım kadar yaşlıdır.

- Sein Zimmer ist zweimal so groß wie meines.
- Sein Zimmer ist doppelt so groß wie meines.

Onun odası benimkinin iki katı kadar büyüktür.

Tatsächlich verbraucht der Eisbär bei allen Fortbewegungsarten doppelt so viel Energie wie die meisten anderen Säugetiere.

Aslında, herhangi bir hızda hareket etmek için kutup ayısı, çoğu diğer memelilerden iki katı daha fazla enerji harcar.

- Diese Armbanduhr ist zweimal so teuer wie jene.
- Diese Armbanduhr ist doppelt so teuer wie jene.

Bu saat onun iki katı kadar pahalıdır.

- Texas ist fast zweimal so groß wie Deutschland.
- Texas ist fast doppelt so groß wie Deutschland.

Teksas, Almanya'nın neredeyse iki katı büyüklüğündedir.

Eber wiegen doppelt so viel wie sie und sind eindrucksvolle Bodyguards. Es ist das Risiko nicht wert.

Parstan iki kat ağır olan erkek domuzlar korkulası korumalardır. Riske girmeye değmez.

Die Hörner bringen fast doppelt so viel wie Gold ein und der finanzielle Gewinn auf dem Schwarzmarkt ist verlockend.

Karaborsadaki finansal değeri altının yaklaşık iki misli olan gergedan boynuzu cezbedici olabiliyor.