Examples of using "Anstatt" in a sentence and their turkish translations:
Konuşmak yerine hareket edin.
O şeker yerine bal aldı.
O ihtiyarlar gibi para biriktirmek
Süt yerine şarap içer misin?
Yağmur duracağı yerde arttı.
Çocuk gülmek yerine ağlıyor.
Burada oturmak yerine, orada oturalım.
kullanmak yerine ya siz de araştırın
Fransızca yerine Rusça öğrendik.
O, tenis oynama yerine balık tutmaya gitti.
Ya sen ya da ben onun yerine gitmeliyim.
Tom duş almaktansa banyo yapmayı tercih eder.
Daha az kazalar yerine daha çok kazalar var.
Uyumlanmak yerine arkamı dönüp gitmeyi yeğlerim.
Eski bir arabadan ziyade, yeni bir araba almaya karar verdim.
O, ona otobüse binmek yerine yürümesini tavsiye etti.
Öyleyse seni rahatsız etmek yerine sudoku oynayacağım.
İşe gitmek yerine bütün gün evde kaldım.
Meksikalılar, insanlar "Mexico" yerine "Mejico" yazdıklarında bundan hoşlanmıyor.
Onu sonsuza kadar kaybetmek yerine, bir arkadaşına karşı sabırlı ol.
O, dışarı çıkma yerine bütün gün evde kaldı.
TV izlemek yerine iskâmbil oynayalım.
Fakat Birleşik Krallık, çalışanların kovulmasını beklemek yerine, farklı bir şey yapıyor.
Bir sözleşmeyi bekleme yerine, onu telefonda halledebiliriz.
Okula gitme yerine evde kaldı.
Gençken bilgisayarın önünde zaman harcamak yerine seyahat etmelisin.
Tom'un gelip seninle konuşmasını beklemek yerine, sadece onun yanına gitmelisin.
Bu yıl birbirimize Noel armağanları vermek yerine hediyeler için harcayacağımız miktarı hayır kurumuna bağışladık.
Bazen olduğu gibidir. Üzerinde pozitif ve sevgi ile düşün ! Ağlamak yerine gülümsersin.
- Dışarı çıkmak yerine tüm gün evde oturdu.
- Dışarı çıkmak yerine bütün gün evde kaldı.
Yıldızlar kadar arkadaşın olacağına, alaca karanlıkta parlayan ay gibi tek dostun olsun yeter.
Birçok gezgin gidecekleri yerlere trenle seyahat etme yerine bir araba kiralamaya karar verdiler.