Examples of using "Stärker" in a sentence and their turkish translations:
Daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü.
Daha güçlüyüz.
Tom senden daha güçlü.
Ben senden daha güçlüyüm.
- O senden daha güçlüdür.
- O sizden daha güçlüdür.
Yağmur daha da şiddetli yağdı.
Artık daha güçlüyüm.
Beraber güçlüyüz.
Bu bizi daha güçlü yapar.
yani bizim manyetosferimizden daha güçlü bir
Aslanlar kurtlardan daha güçlüdür.
O benden daha kuvvetli.
O benden daha güçlü.
Gelecekte daha çok çalışacağım.
Tom bugün çok daha güçlü.
Sen ondan daha güçlüsün.
O, dinlendi ve daha güçlü oldu.
- Merak korkuyu yener.
- Merak korkudan güçlüdür.
Yüzmek bacakları güçlendirir.
Aşk ölümden daha güçlüdür.
Seni öldürmeyen seni daha güçlü yapar.
Sen geri kalanımızdan daha güçlüsün.
Senin takım bizimkinden daha güçlü.
Yağmur duracağı yerde arttı.
Sanırım yağmur daha da şiddetleniyor.
O hiç olmadığı kadar güçlü.
Erkek kardeşim benden güçlüdür.
Tom her zamankinden daha güçlü.
Kesinlikle daha güçlü oldun.
Her gün daha güçlü oluyorum.
Türkiye, Yunanistan'dan daha güçlüydü.
Hangisi daha kuvvetlidir,bir kaplan mı yoksa bir aslan mı?
Tom benden daha güçlü değil.
Kim daha güçlüdür, sen mi yoksa Tom mu?
- Fiziksel ve mental açıdan güçlenmek istiyorum.
- Hem fiziksel hem de ruhsal olarak daha güçlü olmak istiyorum.
Fiziksel olarak ondan güçlü olduğu için
Genel olarak, erkekler fiziksel olarak kadınlardan daha güçlüdür.
Beni öldürmeyen şey güçlendirir.
Bizi öldürmeyen şey bizi daha güçlü yapar.
Tom John'dan daha uzun boylu ve daha güçlüdür.
Tom Mary'den daha uzun ve daha güçlüdür.
Erkekler genellikle kadınlardan fiziksel olarak daha güçlüdürler.
Kadınlar sık sık zihinsel olarak erkeklerden daha güçlüdür.
Kaplanlar kedilerden daha büyük ve güçlüdür.
Bugün dünkünden daha fazla bulutlar var.
Ambargoya muhalefet büyüyordu.
Senden daha genç ve daha güçlüyüm.
Tom, benden daha güçlü olduğunu düşünüyor.
Tilki olsaydı, gerçekten çok güçlü bir kokusu olurdu.
Bu yağmur şiddetlenmeden önce eve gidelim.
Tom daha gençken çok daha güçlüydü.
Aşk güçlüdür, fakat para daha güçlüdür.
Tom ve Mary bizden çok daha güçlüler.
Amerikan ekonomisi her zamankinden daha güçlüydü.
Babam sizinkinden daha büyük ve daha güçlüdür.
Yüzme bacaklarını daha güçlü yapar.
Tom'un kız arkadaşı ondan daha uzun boylu, daha güçlü, ve daha zeki.
Bir kaplan bir kediden daha büyük ve güçlüdür.
Oğlum kadınların erkeklerden daha güçlü olduklarını düşünüyor.
cesetlerin daha sağlam kalabilmesi için pramitte kuartz kullanmışlar
Küçük erkek kardeşimin ağabeyimden daha güçlü olduğunu düşünüyorum.
O benden daha güçlüdür.
Bundan böyle daha çok çalışacağım.
Rüzgar güçleniyor gibi görünüyor.
Cesaret çok önemlidir. Bir kas gibi kullandıkça güçlenir.
Gökyüzü gittikçe karardı ve rüzgar gittikçe daha sert esti.
Gelgitler güçlenmeye başlamış. Tümsek başlı papağan balığının üremesi için mükemmel şartlar oluşmuş.
- Belgesel, yoksulların durumu hakkında bilinçlendirmek demektir.
- Belgesel, yoksulların durumuyla ilgili bilinci arttırmayı amaçlıyor.
Yaşamlarımızı büyük sevgiden ve derin kederden daha yoğun bir şekilde yaşamayız.
Kalem kılıçtan daha güçlüdür.
Fırtınanın durması söyle dursun, çok daha fazla yoğunlaştı.
Bunu sana bugün daha kimse demediyse: Çok güzelsin. Seviliyorsun. Sana ihtiyacı olan var. Varlığının bir sebebi var. Sandığından daha güçlüsün. Ne olursa olsun, sen başarırsın. İyi ki varsın. Pes etme!