Translation of "Anfang" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Anfang" in a sentence and their turkish translations:

- Beginne am Anfang.
- Beginnen Sie am Anfang.
- Beginnt am Anfang.

Başından başla.

Von Anfang an,

En başından beri,

- Tom ist Anfang Dreißig.
- Tom ist Anfang der Dreißig.

Tom otuzlu yaşların başlarında.

- Das ist erst der Anfang!
- Das ist erst der Anfang.

O sadece başlangıç.

Er ist Anfang Dreißig.

O, otuzlu yaşların başlarındadır.

Sie ist Anfang Zwanzig.

O yirmili yaşların başlarında.

Aller Anfang ist schwer.

Her başlangıç zordur.

Er ist Anfang zwanzig.

O, yirmili yaşlarının başındadır.

Tom kündigte Anfang Oktober.

Tom ekim ayı başında istifa etti.

Tom war Anfang Dreißig.

Tom otuzlu yaşların başındaydı.

- Das ist immerhin ein guter Anfang.
- Das ist ein guter Anfang.

O iyi bir başlangıç.

- Ich hatte von Anfang an Zweifel.
- Ich hatte von Anfang an Bedenken.

Baştan beri şüphelerim vardı.

Sagt Michael Corleone am Anfang:

başlangıçta Michael Corleone diyor ki

Dies ist nur der Anfang

bu sadece başlangıç

Es war nur der Anfang

sadece başlangıcıydı aslında

Das war erst der Anfang.

O sadece başlangıçtı.

Müßiggang ist aller Laster Anfang.

Aylaklık şeytanın atölyesidir.

Lass uns am Anfang beginnen.

Başında başlayalım.

Am Anfang ist es schwer.

Önce, zordur.

Das ist ein schlechter Anfang!

O iyiye işaret değil!

Nicht schlecht für den Anfang!

Başlangıç için fena değil.

Das ist erst der Anfang!

Bu sadece başlangıç.

Das wäre ein guter Anfang.

Bu iyi bir başlangıç ​​olurdu.

Wir waren wieder am Anfang.

- Yine başa döndük.
- Yine başa sardık.
- Yine başa dönmüştük.
- Yine başa sarmıştık.

Das ist erst ein Anfang.

Bu sadece bir başlangıç.

Es war ein guter Anfang.

İyi bir başlangıçtı.

- Anfang August ist er nach England abgereist.
- Nach England ist er Anfang August abgereist.

- Ağustos başında İngiltere'ye yola çıktı.
- Ağustos ayının başında İngiltere'ye hareket etti.

- Im Anfang schuf Gott Himmel und Erde.
- Am Anfang erschuf Gott den Himmel und die Erde.
- Am Anfang schuf Gott Himmel und Erde.

- Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
- Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeri yarattı.

Sagten wir am Anfang des Videos

videonun başında da söylemiştik

Schauen wir uns den Anfang an.

Hadi en başından bakalım.

In Montgomery nahm alles seinen Anfang.

Montgomery her şeyin başladığı yerdi.

Der Anfang der Geschichte war interessant.

Hikayenin başlangıcı ilginçti.

Lies Lektion 10 von Anfang an.

Ders 10'u baştan itibaren oku.

Wir wussten es von Anfang an.

Biz onu başından beri biliyorduk.

Am Anfang hat mir niemand geglaubt.

İlk önce kimse bana inanmıyordu.

Der offizielle Anfang ist am Samstag.

Resmî açılış cumartesi günü.

Meine Schwester heiratet Anfang nächsten Jahres.

Kız kardeşim önümüzdeki yılın başlarında evlenecek.

In Boston nahm alles seinen Anfang.

Boston her şeyin başladığı yerdir.

Aller Laster Anfang ist die Langeweile.

Sıkıntı tüm kötülüklerin başlangıcıdır.

Leben ist der Anfang des Todes.

Yaşam, ölümün başlangıcıdır.

Dasselbe war im Anfang bei Gott.

O, başlangıçta Tanrı’yla birlikteydi.

Lasst uns von Anfang an beginnen.

Baştan başlayalım.

Am Anfang waren die Indianer freundlich.

Önceleri, Hintliler cana yakındı.

Er gefiel ihr von Anfang an.

O, ondan hemen hoşlandı.

Das ist ein sehr guter Anfang.

Bu çok iyi bir başlangıç.

Jeder Tag ist ein neuer Anfang.

Her gün yeni bir başlangıçtır.

Das ist der Anfang des Endes.

Bu sonun başlangıcıdır.

Am Anfang war Tom nicht so.

Tom başlangıçta öyle değildi.

- Ich fühlte von Anfang an Zweifel in mir aufsteigen.
- Ich hatte von Anfang an Zweifel.

En başından beri şüphelerim vardı.

- Erzählt uns die Geschichte von Anfang bis Ende.
- Erzähle uns die Geschichte von Anfang bis Ende.

Hikayeyi bize baştan sona anlat.

Ich bin Anfang Juni in Toronto angekommen.

Haziran ayının başında Toronto'ya geldim.

Sie sind Anfang Mai in Osaka angekommen.

Mayıs ayının başında Osaka'ya vardılar.

Dies ist der Anfang einer neuen Ära.

Bu yeni bir çağın başlangıcıdır.

Das Haus wurde Anfang des Jahrhunderts gebaut.

Ev yüzyılın başlarında inşa edildi.

Das war von Anfang an dein Problem.

Bu başından beri senin sorunundu.

Am Anfang hatten wir nur sechs Mitarbeiter.

Başladığımızda, sadece altı çalışanımız vardı.

Erzähl mir alles ganz von Anfang an.

En başından beri bana her şeyi anlat.

- Setzen wir ein Meeting Anfang nächster Woche an.
- Lasst uns für Anfang nächster Woche eine Besprechung ansetzen.

Gelecek hafta erken bir zamanda bir toplantı planlayalım.

- Ich war derjenige, der von Anfang an Recht hatte.
- Ich war diejenige, die von Anfang an recht hatte.

Başından beri haklı olan kişiydim.

- Tom wurde am Anfang der letzten Woche sein Wagen gestohlen.
- Tom wurde Anfang letzter Woche sein Wagen gestohlen.

Geçen haftanın başlarında Tom arabasını çaldırdı.

Mein Bruder mochte sie von Anfang an nicht.

Erkek kardeşim başından beri onu sevmiyordu.

Ich erkannte seine Absichten schon gleich zu Anfang.

Başlangıçta onun niyetlerini biliyordum.

Ich wollte das von Anfang an nicht tun.

Ben ilk önce bunu yapmak istemedim.

Warum fängst du nicht einfach am Anfang an?

Neden sadece başından başlamıyorsun?

Ich kenne die Geschichte von Anfang bis Ende.

Hikayeyi başından sonuna kadar biliyorum.

Erzähle uns die Geschichte von Anfang bis Ende.

Hikayeyi bize baştan sona anlat.

Ich hab sie am Anfang gar nicht verstanden.

Başlangıçta onu anlamadım.

Ich habe es dir am Anfang des Videos gesagt

hani videonun başında da söylemiştim

Ich bin seit Anfang des neuen Semesters sehr beschäftigt.

Yeni dönem başladığından beri çok meşgulüm.

Erzähl mir eine Geschichte vom Anfang bis zum Ende.

Bana başından sonuna kadar bir hikaye anlat.

Mein Bruder konnte sie von Anfang an nicht leiden.

Erkek kardeşim başından beri ona katlanamadı.

Jedes Monster ist ganz am Anfang jemandes kleines Kind.

Her canavar birinin bebeği olarak başlar.

Was wird morgen sein? Der Anfang oder das Ende?

Yarın ne olacak? Başlangıç veya bitiş?

Logik ist der Anfang aller Weisheit, nicht das Ende.

Mantık, bilgeliğin sonu değil başlangıcıdır.

Ich weiß, dass das der Anfang vom Ende ist.

Bunun sonun başlangıcı olduğunu biliyorum.

Ich wollte Tom von Anfang an nicht hier haben.

Ben burada ilk başta Tom'u hiç istemedim.

Tom sagte mir, ich solle einen neuen Anfang machen.

Tom bana yeni bir başlangıç yapmam gerektiğini söyledi.

Der Plan war von Anfang an zum Scheitern verurteilt.

Plan başından beri başarısızlığa mahkum edildi.

Wir warteten im Kino auf den Anfang des Films.

Biz sinema salonunda filmin başlamasını bekledik.

Alles, was einen Anfang hat, hat auch ein Ende.

- Başlangıcı olanın sonu da vardır.
- Her yokuşun bir de inişi vardır.

- Sie mochte ihn von Anfang an.
- Er gefiel ihr von Anfang an.
- Sie gewann ihn gleich lieb.
- Sie mochte ihn auf Anhieb.

O, onu hemen sevdi.

Dann denken Sie darüber nach, was Sie am Anfang hörten,

başlangıçta duyduğunuz şey hakkında,

Es gibt einige Ergebnisse vom Anfang dieses Jahres von VirusTotal.

Bunlar, VirusTotal'daki bu yıl başındaki bazı sonuçlar.

Ich habe mir das Spiel von Anfang bis Ende angesehen.

Oyunu başından sonuna kadar izledim.

Du musst die Vergangenheit vergessen und einen neuen Anfang wagen.

Geçmişi unutmak ve yeniden başlamak zorundasın.

Am Anfang ist es schwer, eine neue Sprache zu lernen.

Yeni bir dil öğrenmek ilk başta zordur.

Tom und Mary haben sich von Anfang an super verstanden.

Tom ve Mary başından beri iyi geçindi.

Die Geburt ist, auf eine Art, der Anfang des Todes.

- Doğum bir şekilde ölümün başlangıcıdır.
- Doğum bir anlamda ölümün başlangıcıdır.

Jeder Morgen ist schön. Weil jeder Morgen ein Anfang ist.

Her sabah güzeldir. Çünkü her sabah bir başlangiçtir.

Kommen wir zurück zum Anfang Chinas. Was ist in China passiert?

Aslında Çin'in ilk başına da dönelim mi? Çin'de neler olmuştu.

Der Millionär war zu Anfang seines Lebens ein armer Junge gewesen.

Milyoner, fakir bir çocuk olarak hayata başladı.