Translation of "Irgendwie" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Irgendwie" in a sentence and their turkish translations:

- Kannst du irgendwie helfen?
- Könnt ihr irgendwie helfen?
- Können Sie irgendwie helfen?

Yardım etmek için yapabileceğin bir şey var mı?

Es ist irgendwie seltsam.

O garip bir şey.

Mir ist irgendwie schwindlig.

Şimdi biraz şaşkın hissediyorum.

Er ist irgendwie gruselig.

Adeta tüyler ürpertici.

Ich bin irgendwie schläfrig.

Biraz uykulu hissediyorum.

Irgendwie rettete er sich.

Bir yolunu bulup kendini kurtardı.

Können wir irgendwie helfen?

Yardım edebileceğimiz herhangi bir şey var mı?

Das macht irgendwie Spaß.

Bu biraz eğlenceli.

Es ist irgendwie lustig.

O az çok komik.

Es war irgendwie lustig.

O az çok komikti.

Ich mochte Tom irgendwie.

Ben Tom'u biraz sevdim.

Ich vermisse Tom irgendwie.

Tom'u biraz özlüyorum.

Das ist irgendwie wichtig.

Bu az çok önemli.

Irgendwie wusste Tom Bescheid.

Her nasılsa, Tom biliyordu.

Maria ist irgendwie süß.

Mary biraz sevimli.

Tom wirkt irgendwie gereizt.

Tom biraz kızgın görünüyor.

Ich mag ihn irgendwie.

Onu biraz seviyorum.

Tom ist irgendwie süß.

Tom biraz sevimli.

Er war irgendwie süß.

Tatlı gibiydi.

- Ist dir das irgendwie von Nutzen?
- Ist euch das irgendwie von Nutzen?
- Ist Ihnen das irgendwie von Nutzen?

Bunun sizin için herhangi bir faydası var mı?

Ich muss irgendwie da runterkommen.

Buradan inmenin bir yolunu bulmalıyım.

Wir müssen irgendwie nach unten.

Bu aşağı iniş güzergâhımız olacak.

Aber irgendwie wissen sie es

ama bir şekilde bunu biliyorlar

…irgendwie war es eine Erleichterung.

...aslında bir şekilde rahatladım.

Das ist irgendwie hübsch, oder?

O biraz güzel, değil mi?

Tom sind John irgendwie ähnlich.

Tom biraz John'a benziyor.

Das stimmt mich irgendwie glücklich.

Bu beni biraz mutlu ediyor.

Diese Arbeit ist irgendwie langweilig.

Bu iş biraz sıkıcı.

Ich fand das irgendwie seltsam.

Bunun biraz tuhaf olduğunu düşündüm.

Können wir dir irgendwie helfen?

Sana bir şeyde yardım edebilir miyiz?

Toms Nachbar ist irgendwie komisch.

Tom'un yanında yaşayan adam oldukça tuhaf.

Du siehst Tom irgendwie ähnlich.

Tom'a biraz benziyorsun.

Habe ich dich irgendwie beleidigt?

Seni kızdıracak bir şey yaptım mı?

Tom sieht irgendwie gelangweilt aus.

Tom biraz sıkılmış görünüyor.

Es hat mich irgendwie überrascht.

Bu beni biraz şaşırttı.

Tom findet Maria irgendwie süß.

Tom Mary'nin az çok sevimli olduğunu düşünüyor.

Ich komme schon irgendwie zurecht.

Bir şekilde geçineceğim.

Können Sie sich irgendwie ausweisen?

Herhangi bir kimliğiniz var mı?

Kann ich Ihnen irgendwie helfen?

Sana yardımcı olabileceğim bir şey var mı?

Ach, irgendwie bin ich genervt!

Ah, biraz kızgınım!

Ich fand Tom irgendwie süß.

Tom'un biraz sevimli olduğunu düşündüm.

Wir müssen sie irgendwie aufhalten.

- Onu durdurmanın bir yolunu bulmalıyız.
- Onu durdurmak için bir yol bulmalıyız.

Tom tut mir irgendwie leid.

Tom'un hâline biraz üzülüyorum.

- Sag mir, ob ich irgendwie helfen kann.
- Sagt mir, ob ich irgendwie helfen kann.
- Sagen Sie mir, ob ich irgendwie helfen kann.

- Yardım edebileceğim bir şey varsa söyle.
- Yardımcı olabileceğim bir şeyler varsa söyleyin.

Ich muss irgendwie da runter kommen.

Aşağıya inmenin yolunu bulmalıyım.

Wir müssen sie irgendwie da rausholen.

Onu bir şekilde dışarı çıkartmaya çalışacağız.

Maria ist irgendwie süß, nicht wahr?

Mary biraz sevimli, değil mi?

Warum sollte Tom irgendwie anders sein?

Tom neden farklı olmalı?

Ich glaube, Tom mag Maria irgendwie.

Bence Tom Mary'den az çok hoşlanıyor.

Sie hat irgendwie etwas an sich.

Onun hakkında sadece bir şey var.

Ich war irgendwie in dich verknallt.

Sana oldukça aşık oldum.

Kann ich mich irgendwie nützlich machen?

- Yardım edebileceğim bir şey var mı?
- Yardımcı olabileceğim bir şey var mı?

Ist das nicht irgendwie eh klar?

Bu biraz açık değil mi?

Ich habe irgendwie den Faden verloren.

Ben biraz odak noktamı kaybettim.

Können wir vielleicht irgendwie behilflich sein?

Yardım etmek için yapabileceğimiz bir şey var mı?

- Ich hoffe, ich kann dir irgendwie helfen.
- Ich hoffe, ich kann Ihnen irgendwie behilflich sein.

Size biraz yardım edebileceğimi umuyorum.

- Jener Mann kommt mir irgendwie bekannt vor.
- Der Mann da kommt mir irgendwie bekannt vor.

Şu adam belli belirsiz tanıdık görünüyor.

Ich dachte, dass ich irgendwie helfen könnte.

Biraz yardımcı olabileceğimi düşündüm.

Ich habe zum Lesen irgendwie keine Lust.

Gerçekten canım okumak istemiyor.

Ich will einfach jetzt irgendwie allein sein.

Şu anda sadece biraz yalnız olmak istiyorum.

Wird diese Medizin mir wirklich irgendwie helfen?

Bu ilacın gerçekten bana bir faydası olacak mı?

Da ging mir irgendwie ein Licht auf.

Bir tür kafamda ışıklar söndü gibi oldu.

Wir werden schon irgendwie durch den Dschungel kommen.

Bir yolunu bulup ormanı geçeceğiz.

Ich hatte es doch noch irgendwie ernst gemeint.

Aslında biraz ciddiydim.

Maria sammelt alles, was irgendwie mit Eichhörnchen zusammenhängt.

Mary sincaplarla ilgili her şeyi toplar.

Tom scheint irgendwie nicht Marias Typ zu sein.

Her nasılsa Tom, Mary'nin tipi gibi gözükmüyor.

Wir hatten irgendwie erwartet, dass das geschehen würde.

Bunun olmasını bekliyor gibiydik.

Du bist irgendwie süß, wenn du böse bist.

Sinirlenince çok tatlı oluyorsun.

Tom ist echt klug und auch irgendwie süß.

Tom gerçekten akıllı ve aynı zamanda sevimli sayılır.

Ich habe mich irgendwie an das Wetter gewöhnt.

Ben havaya biraz alıştım.

Fühlst du dich von diesem Buch irgendwie angezogen?

- Bu kitap için herhangi bir cazibe hissediyor musun?
- Bu kitap için herhangi bir çekicilik hissediyor musun?

Irgendwie muss man doch über den Fluss kommen.

Nehri geçmenin bir yolu olmalı.

Das ist irgendwie runtergefallen. Sie war also definitiv hier.

Bir şekilde bunu düşürmüş. Yani buraya kesinlikle girmiş.

Irgendwie schaffte er es, über den Fluss zu schwimmen.

O bir şekilde nehri yüzerek geçebildi.

Ich werde das Geld schon irgendwie von Tom zurückbekommen.

Tom'dan parayı bir şekilde alacağım.

Die Leute scheinen mich heute irgendwie anders zu behandeln.

İnsanlar bana bugün farklı davranıyorlar gibi görünüyor.

Irgendwie schaffte Tom es, über den Fluss zu schwimmen.

Tom bir yolunu bulup nehrin karşısına yüzerek geçmeyi başarmış.

Sind die Bauchschmerzen dumpf, stechend, krampfartig oder sonst irgendwie?

Karnındaki ağrı künt bir ağrı mı, bıçak saplanır gibi mi, yoksa kramp şeklinde ya da başka türlü bir ağrı mı?

Es ist also irgendwie runtergefallen. Sie war also definitiv hier,

Bir şekilde bunu düşürmüş. Yani buraya kesinlikle girmiş.

Irgendwie ist ihm klar, dass das Ding nicht gefährlich ist,

Bir şekilde önündeki şeyin tehlikeli olmadığını fark ediyor,

Er starrte an mir vorbei und sah irgendwie auf den Boden.

Sanki bana bakıyordu ama aslında yere bakıyordu.

Ich dachte wie ein Krake. Und es war irgendwie so anstrengend.

...ahtapot gibi düşünüyordum. Ve bunlar bir açıdan aşırı yorucuydu.

Ich versuche, Tom irgendwie zu erreichen, aber es gelingt mir nicht.

Tom'a ulaşmak için bir yol bulmaya çalışıyorum ama bulamıyorum.

Kann ich dir irgendwie die Schuld hieran in die Schuhe schieben?

Bunun için seni suçlayabilmemin bir yolu var mı?

- Ist das irgendwie zu versteuern?
- Ist dafür eine Steuer zu entrichten?

Bununla ilgili herhangi bir vergi var mı?

Es scheint nicht kurios zu sein, aber irgendwie ist es doch kurios ...

Garip görünmüyor ama nedense garip hissettiriyor.

Wenn sich die Schüler langweilen, werden sie sich irgendwie zu unterhalten wissen.

Öğrenciler sıkılırlarsa kendilerini eğlendirmek için yollar bulurlar.

- Kannst du etwas tun, um mir zu helfen?
- Kannst du mir irgendwie helfen?

Bana yardım etmek için bir şey yapamaz mısınız?

Macht euch um uns Mädels keine Gedanken. Wir werden uns schon irgendwie beschäftigen.

Biz kızlar hakkında endişelenmeyin. Yapacak bir şey bulacağız.

Die Polizei geht davon aus, dass Tom irgendwie an dem Mord beteiligt war.

Polis, Tom'un cinayete bir şekilde karıştığına inanıyor.

Ich bin irgendwie traurig, wenn ich daran denke, dass morgen der letzte Tag ist.

Yarının son gün olduğunu düşündükçe yalnız hissediyorum.

- Sollten wir Tom nicht irgendwie helfen?
- Sollten wir nicht etwas tun, um Tom zu helfen?

Tom'a yardım etmek için bir şey yapmamız gerekmiyor mu?

Irgendwie hat er sich an den ungefährlichsten Ort manövriert, und zwar auf den Rücken des Hais.

Kendini bir şekilde en az tehlikeli olan yere almayı başarmış. Yani köpek balığının sırtına.

Ich weiß nicht, ob sich die beiden Hemden irgendwie unterscheiden. Für mich sind sie völlig gleich.

İki gömlek arasında bir fark olup olmadığını bilmiyorum. Onlar benim için aynıdır.