Examples of using "Trompete" in a sentence and their turkish translations:
Ben trompet çalıyorum.
- Ted trompet çalmayı sever.
- Ted trompet çalmayı seviyor
Bir trampet gibi düşünebilirsiniz:
- Trompet müzikal bir enstrümandır.
- Trompet bir müzik aletidir.
Küçük kız bir trompete üflüyor.
Tom'un borazanını kimin çaldığına dair oldukça iyi bir fikri var.
Tom yeni bir trompet almak için yeterli para kazanmaya çalışıyor.
Ben sık sık onun trompette melodi çaldığını duydum.
Tom trompetinde bir yüksek G çalamaz ama bir F çalabilir.