Examples of using "Voyait" in a sentence and their turkish translations:
Tom onu gördü.
onu, nörolojik olarak donuk bir çocuk olarak görüyordu.
Ya biri bunu gördüyse?
Fakat Hollywood beni öyle görüyor
Seni görseydi, şaşıracaktı.
Tom onu gördü.
Bir yıldız görünmüyordu.
Su dışında hiçbir şey görünmüyordu.
Tom birini gördü.
Tom bizi gördü.
Yoğun sisten dolayı hiçbir şey görülemiyordu.
Büyük bir hareket görüp biraz korkuyor, sonra bakıp "Oymuş." diyordu.
İntiharı tek çıkış yolu olarak gördü.
- O kendini dünyanın kurtarıcısı olarak görüyordu.
- O kendisini dünyanın kurtarıcısı olarak görüyordu.
Tom Mary'nin mutlu olmadığını söyleyebiliyordu.
Annen seni böyle görürse ne düşünür?
O gün görülen bir dolunaydı.
Peki ya kocasının bebeğiyle zaten ilgilenmesi gerektiğini ve bunun gayet
Restoranın aynasına yansımış denizi gördük.
Tom onları gördü.
Orman yangınının dumanı çok uzaktan görüldü.
Tom ne olduğunu görmemiş gibi davrandı.