Examples of using "Vieille" in a sentence and their turkish translations:
Eski bir arabam var.
O yaşlı.
Yaşlı bir kadın araba sürüyor,
O, eski bir hikayedir.
Bu eski bir ağrı.
Bu eski bir fotoğraf.
Bu eski bir mektup.
Bu eski bir gelenek.
Kendimi yaşlı hissediyorum.
Masam eski.
Eski bir arabam var.
Tom eski bir harita buldu.
Yaşlı bir kadının sesi.
O eski gelenek kayboldu.
Ben eski bir araba satın aldım.
Ben eski bir lamba satın aldım.
Eski bir evde yaşıyorum.
O yaşlı ve deli.
Eski elbisem mavi.
Yaşlı kadın bir doktordur.
Belirli bir yaşlı kadın arıyorum.
Yaşlı bir kadınla tanıştım.
Bu eski bir Alman geleneği.
Bu eski bir Amerikan âdeti.
O, eski bir Yugo sürüyor.
O yaşlı kadın kimdir?
O eski bir Yugo kullanıyor.
Bu eski arabadan kurtulmayı çok isterim.
Böyle eski bir arabayı niçin istiyorsun?
Eski ceketimi atacağım.
Tom eski arabasını satmaya çalışıyor.
Eski bir fabrikayı bulmaya çalışıyordum.
Çok eski nesillere dayanan bir gelenek bu.
Yaşlı kadın kaşlarını çattı.
O, yaşlı annesine baktı.
O, yaşlı bir bayanı soydu.
- Büyükannem yaşlandı.
- Anneannem yaşlandı.
- Ninem ihtiyarladı.
- Babaannem yaşlandı.
- Nara, çok eski bir şehirdir.
- Nara çok eski bir şehir.
- Benim evim eski ve biçimsiz.
- Benim evim yaşlı ve çirkin.
Prinçten yapılmış eski çaydanlığımı seviyorum.
Onun evi küçük ve eski.
O kıdemli bir elemandır.
Ben yaşlıyım.
Ben onun için çok yaşlıyım.
O onun için çok yaşlı.
O benim için çok yaşlı.
Yaşlı bir kadın, caddeyi geçiyor.
Onun eski Fiat'ı benzinle çalışır.
Sen cimri yaşlı bir kadınsın.
Nara Kyoto kadar eski.
Eski ev yıkıldı.
- Annem babamdan yaşça daha büyük.
- Annem babamdan daha yaşlı.
O yaşlı.
O yaşlı, çirkin ve şişman.
Bu eski masa hâlâ kullanımda.
Sen yaşlı bir kadın gibisin.
Bunun için çok yaşlıyım.
O yaşlı!
Öğrencinin arabası eskidir.
Sen yaşlısın.
Yerimi yaşlı bayana verdim.
O, senin düşündüğünden daha yaşlı.
Eski bir madenci zincirine benziyor.
Araba eski görünüyor muydu?
O, eski bir şarkı çalmaya başladı.
Yaşlı bir adam yanarak ölmüştü.
Yaşlı bir bayanın geçmesine yardımcı oldum.
Babam eski saatimi tamir etti.
O, eski makineyi tamir ettirdi.
Arabam benden daha yaşlı.
Eski sandalye onun ağırlığı altında inledi.
Bu bir kocakarı masalı.
Yaşlı bayanın bir bastonu vardı.
Babam, çok eski bir araba kullanıyor.
Tom eski bir laboratuvar önlüğü giyiyordu.
Eski lamba loş ışık verdi.
Bu eski ev ahşaptan yapılmıştır.
Tom eski arabasından kurtuldu.
- Sana eski şehri gösterebilirim.
- Sana eski kenti gösterebilirim.
Bence eski arabamızı satmalıyız.
- O senin için çok yaşlı.
- O sizin için çok yaşlı.
O eski arabayı satın almayı ciddi olarak düşünüyor musun?
Yakın arkadaşımız Venüs sinekkapanına gideceğiz
Nazar çok eski bir inançtır
ve sıra dışı, titrek, dalgalı, elbiseli ve yaşlı bir kadın oluyor.
Sonunda eski arabamızdan kurtulduk.