Examples of using "Universitaire" in a sentence and their turkish translations:
Bu yurtta mı yaşıyorsun.
Kısa süre önce üniversiteden mezun olmuştum
bir nörolog olarak
Üniversite eğitiminde reformu savunuyor.
Nüzhet Gökdoğan o bir gök bilimci ilk kadın akademisyen
O, hep akademik geçmişiyle övünür.
Herkesin üniversite bitirmesine gerek yok.
Kız kardeşim yirmi bir yaşında bir üniversite öğrencisidir.
Bir üniversite araştırması olan International Carbon Activity Tracker'a göre
Bir üniversite işi çok sana daha çok istirahat zamanı verirdi.
üniversiteler, kurum ve kuruluşlar ve yenilikçilerden yardım istiyoruz.
Üniversite kampüsünün merkezinde kurucusunun heykeli duruyor.
Hayatımın en zor akademik sınavı geliyor. Akışkanlar mekaniği.
- O, üniversitede birinci sınıf öğrencisidir.
- O bir acemidir.
O çocuk, trafik kazasında hayatını kaybetmemiş olsaydı, şimdi bir üniversite öğrencisi olacaktı.
Tom'un annesi Tom üniversiteden mezun olmadan tam bir hafta önce öldü.
Eğer benim oğlum trafik kazasında ölmüş olmasaydı, şu an üniversite öğrencisi olacaktı.
Hepimiz aynı yurtta yaşarız.
Bizim yurdun ısıtma sistemi düzgün çalışmıyor.
Hawking, 1962 yılında üniversiteden mezun olduğunda, fizikte doktora yapmaya başladı.