Examples of using "Supermarché" in a sentence and their turkish translations:
- Süpermarketteydim.
- Ben süper marketteydim.
- Süper markete gittim.
- Süpermarkete gittim.
Süpermarket açık.
Mary süpermarkete gider.
Süpermarketin nerede olduğunu biliyor musun?
Mary bir süpermarkette çalışıyor.
Büyük bir süpermarketimiz var.
Markete gittim geldim.
O, kasabada bir süpermarket çalıştırır.
Onlar yumurtaları süpermarkette satarlar.
Evim süpermarkete yakındır.
Süpermarkette onu aradım.
- Süpermarketlerdeki yaşlı insanlar beni uyuz ediyorlar.
- Süpermarketlerdeki yaşlı insanlar beni sinirlendiriyorlar.
En yakın süpermarket nerede?
O süpermarketin ne zaman kapattığını biliyor musun?
Bugün süpermarkette bulduğum şeye bak.
En yakın mağaza nerede?
Bu süpermarket sadece cumartesi günü teslimat yapar.
Süpermarkette bir elektrikli süpürge aldı.
Ben süpermarkette alışveriş etmeye gidiyorum.
Kız süpermarkette süt alıyor.
Süpermarketteki raflar neredeyse bomboştu.
En yakın süpermarket nerede?
Ben biraz alışveriş yapmak için süpermarkete gidiyorum.
O, her üç günde bir süpermarkete gider.
Tom her zaman Mary'nin çalıştığı markete gider.
Bir süpermarkete alışverişe gitti.
Yakında bir süpermarket var mı?
Süpermarket pazartesiden cumartesiye kadar açıktır.
Tesadüfen bir süpermarkette karşılaştık.
Hafta sonları süpermarkette çalışırım.
Bir indirim mağazası ile bir süpermarket arasındaki fark nedir?
Buraya yakın bir süpermarket var mı?
Geçen ay yeni süpermarket açıldı.
Çevremizde büyük bir süpermarket var.
Cüzdanımı süpermarkette unuttum gibi görünüyor.
Sen süpermarkette her türlü yiyeceği satın alabilirsin.
Birbirimizi ara sıra süpermarkette görüyoruz.
Ken bir miktar yumurta satın almak için süpermarkete gitti.
Bu marketten alışveriş yapmaya alışığım.
Yakınlarda nerede bir süpermarket bulabiliriz?
Süpermarkete gitmeni ve bir ekmek almanı istiyorum.
Saatin kaç olduğu göz önüne alındığında, süpermarket nispeten boştu.
Evinin yanında bir süpermarket var mıdır?
Tom, Mary'nin biraz süt alması için süpermarkete gitmesini istedi.
Ben eve giderken süpermarkette durdum.
Şu an için ablam süpermarkette bir asistan.
Bu alışveriş merkezinde bir süpermarket var mı?
Hayatım boyunca bir süpermarkette çalışmak istemiyorum.
Tom ve ben ara sıra süpermarkette birbirimize rastlıyoruz.
Bir süpermarkete yer açmak için eski evler yıkıldı.
Tom'dan süpermarkete gitmesini ve bir ekmek almasını istedim.
Şeftali yerine çikolata satın almak için markete gittim.
Markete gidip bir paket pirinç aldım.
Tom, Mary'nin ona süpermarketten biraz diş macunu ve tuvalet kağıdı getirmesini istedi.
Bizim kendi ağacımızdan gelen elmalar marketten gelen püskürtülmüş elmalardan çok daha iyi tat veriyor.
Ben bir çocuğun süpermarkette hırsızlık yaptığını görsem, ben onu yöneticiye rapor ederim.
O süpermarkete giderseniz, günlük hayatta kullandığınız pek çok şeyi satın alabilirsiniz.
Eğer süpermarkete gitmezsem bu akşam yiyecek herhangi bir şey hazırlayamayacağım.