Examples of using "Sonné" in a sentence and their turkish translations:
O çaldı.
Telefon çaldı.
Bu durumda benim için alarm çanları çaldı,
Zil henüz çalmadı.
- Kapı çaldı.
- Kapı zili çaldı.
Telefon birçok kez çaldı.
Telefon çaldı, ama kimse onu yanıtlamadı.
Zili çalan kişi sen miydin?
- Bu sabah alarmlı saatim çalmadı.
- Bu sabah çalar saatim çalmadı.
Telefon çaldığında dışarı çıkmak üzereydim.
Telefon çaldığında, öğle yemeğimi yiyordum.
Telefonum tekrar çaldı.
Duş alırken telefon çaldı.
Siren çaldı.
Telefon çaldığında, ben televizyon izliyordum.
Ben bu yorumu görmeden önce telefonum çaldı
Zil çaldığında TV izliyorduk.
Telefon çaldığında, ben televizyon izliyordum.
Telefon çaldığında banyo yapıyordum.
Banyo yapıyorken, telefon çaldı.
Telefon çaldığında banyo yapıyordum.
Telefon çaldığında öğle yemeği yiyordum.
Birisi kapı zilini çaldı, hizmetçi.
O, zil çaldıktan sonra geldi.
Telefon uzun zaman çaldı.
Zil çalar çalmaz kalktık.
Kapı zilini çaldım.
Alarmım çalmadığı için uyuyakalmışım.
Telefon çaldığında henüz uykuya dalmıştım.
Bir şey çalmadığım halde, mağazanın dedektörlü kapısı öttü.
Sen duştayken telefonun birkaç kez çaldı.
Telefon çaldığında, ben televizyon izliyordum.
Ben artık sersem değilim.
Alarmım bu sabah çalmadı ve böylece okulu kaçırmış oldum.
Telefon çaldığında o bir duş alıyordu.
Ama nasıl olur da güvenlik kapısının ötmez?
Telefon çalmaya başladığında, Anne evden ayrılmak üzere idi.
Telefon çaldığında gitmek üzereydim.
Bu sabah alarmım çalmadı.
Eve varır varmaz, telefon çaldı.
Tom'un sarhoş olduğunu biliyorum.
Telefon çaldığında babam ayrılmak üzereydi.
Birkaç dakika sonra telefon çaldı.
Telefon çaldığında babam çıkmak üzereydi.