Examples of using "Sème" in a sentence and their turkish translations:
Bir insan ne ekerse onu biçmek zorunda kalır.
Çete, şehrin altını üstüne getiriyor.
Ektiğini biçersin.
Bakın, sonra da yolu işaretlemek için bunu her yere sıçratabilirim.
Bu kez, öfkeli, büyük bir erkek pars eyalet başkenti Bangalore'daki bir okulda.
Soruna sebep olan sorunun kurbanı olacaktır.