Translation of "Raser" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Raser" in a sentence and their turkish translations:

J'ai besoin de me raser.

Tıraş olmam gerek.

Se raser prends du temps.

Tıraş zaman alır.

Aujourd'hui, je vais me raser.

Bugün tıraş olacağım.

- Je dois raser votre poitrine pour l'électrocardiogramme.
- Je dois raser ta poitrine pour l'électrocardiogramme.

EKG için göğsünüzdeki kılları tıraş etmem gerekiyor.

Puis-je vous raser les favoris ?

Ben Favorilerinizi tıraş edebilir miyim?

Je me suis fait raser et coiffer.

Ben tıraş oldum.

Il sait comment se raser la barbe.

O, sakalını nasıl tıraş edeceğini biliyor.

La compagnie d'électricité a fini par la raser,

Kamu hizmeti veren şirket en sonunda yıktı,

J'espère que Tom a pensé à se raser.

Umarım Tom tıraş olmayı hatırlamıştır.

- Combien de temps passes-tu chaque jour à te raser ?
- Combien de temps passez-vous chaque jour à vous raser ?

Her gün tıraş olurken ne kadar zaman harcarsın?

Je me savonne le visage avant de me raser.

Tıraş olmadan önce yüzümü sabunlarım.

Mary a demandé à Tom de raser sa barbe.

Mary Tom'un sakalını kesmesini istedi.

Il garde la barbe, donc il n'a pas besoin de se raser.

Sakalı var ve bu yüzden tıraş olmaya ihtiyaç duymaz.

Le visage de Tom est rugueux car il a besoin de se raser.

Tom'un yüzü pürüzlü, çünkü onun tıraş olmaya ihtiyacı var.

Mon père est en train de se raser dans la salle de bains.

Babam banyoda tıraş oluyor.

«J'arrive à me raser sans regarder dans un miroir !» «C'est bien, mais ne reste pas au-dessus de mon tapis persan, tu vas l'ensanglanter !»

"Aynaya bakmadan tıraş olabilirim!" "Bu iyi ama İran halımın üzerinde dayanma. Kanlısın!"