Examples of using "Prof" in a sentence and their turkish translations:
Özel öğretmenim var.
O, öğretmenin gözdesidir.
Onun babası bir öğretmen mi?
Bay Green bir tarih öğretmenidir.
Annesi bir İngilizce öğretmenidir.
Öğretmen burnunu her şeye sokar.
O, öğretmene yağcılık ediyor.
O benim öğretmenim.
- Öğretmene yağ çekmeyi kesin.
- Öğretmene yağ çekmeyi bırakın.
- Öğretmene yağcılık etmeyin.
O, öğretmenine aşık oldu.
Bayan Paule benim matematik profesörüm.
Ben gerçekten iyi bir öğretmen olmak istiyorum.
Yeni öğretmenimiz üniversiteyi yeni bitirmiş.
O bir İngilizce öğretmenidir.
Birlikte öğle yemeği yediğim profesörün adı Peter'di.
Öğretmenimiz diyor ki: "Elbette yapabilirsiniz."
O benim öğretmenim.
İngilizce öğretmenin kim?
Kopya çektiğimi öğretmene ispiyon eden sen miydin?
Derslere gitmezsem fizik öğretmenim umursamaz.
- O bir İngilizce öğretmenidir.
- O bir İngilizce öğretmeni.
Ben partide eski müzik öğretmenimi tanıdım.
Ben sadece eski Fransızca öğretmenimi görmek için üniversiteye gittim.
Tom iyi bir öğretmen, değil mi?
Çince öğretmenim erkek.
Bir sorunuz varsa, öğretmene sorun.
Onun Fransızca profesörünün öldüğünü ona söyledim zaman onu üzmüş olmalıydım.
Eğer öğretmenin söylediklerini dikkatli dinleseydin, büyük ihtimalle anlayabilirdin.
Fransızca öğretmenin benimle aynı yaşta.
Arkadaşım benim ödevimi kopyaladı ve öğretmen bulup çıkardı.
Harika bir öğretmen olduğuna bahse girerim.
Sen çocuğumun öğretmenisin.
Sen öğretmensin.
Öğretmenime daha sonra ne yapacağımı sordum.