Examples of using "Prêterai" in a sentence and their turkish translations:
Ona yardım eli uzatacağım.
Ben onu sana ödünç vereceğim.
Ben onu sana ödünç vereceğim.
Ben bu kitabı size ödünç vereceğim.
Defterimi sana ödünç vereceğim.
- Sana yardım edeceğim.
- Size yardım edeceğim.
Eğer istersen sana bir tane ödünç veririm.
Elimden geldiği kadar onunla ilgileneceğim.
Erkek kardeşimin bazı kitaplarını sana ödünç vereceğim.
Yeterli paran yoksa, sana biraz ödünç veririm.
Eğer para istiyorsan, sana biraz ödünç verebilirim.
İhtiyacın olan her kitabı sana ödünç vereceğim.
Onu yapmak için ihtiyacın olan araçları sana ödünç vereceğim.
Ona bir şey yazmamaya söz verirsen ders kitabımı sana gönderirim.
Sana parayı ödünç vereceğim fakat unutma, bu son kez.
Temiz tuttuğun sürece, sana sahip olduğum herhangi bir kitabı veririm.
Onları temiz tutmak şartıyla sana elimdeki kitapları ödünç vereceğim.