Translation of "Poulpe" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Poulpe" in a sentence and their turkish translations:

C'est un poulpe commun.

Tür ismi bayağı ahtapot.

Paul le poulpe avait raison.

Ahtapot Paul haklıydı.

Ensuite, il faut penser comme un poulpe.

Ve sonra ahtapot gibi düşünmeye başlaman gerekiyor.

Qu'un poulpe en captivité peut reconnaître des humains.

yetiştirilen bir ahtapotun farklı insanları tanıdığını gösterdi.

Comment distinguer celles d'un poulpe, celles d'un oursin,

Ahtapot izlerinin, deniz kestanesinden farkı ne?

Pour beaucoup de gens, le poulpe est un extraterrestre.

Birçok insan ahtapotları uzaylı gibi görür.

Il y a un autre poulpe à côté d'elle.

hemen yanında büyük bir ahtapot daha vardı.

Elle n'arbore plus les couleurs d'un poulpe en bonne santé.

O kadar zayıf ki sağlıklı ahtapotlar gibi canlı renkler çıkaramıyor.

J'étais au fait des phases de la vie d'un poulpe.

Bu noktada, bir ahtapotun hayat aşamalarını iyi biliyordum.

Je pensais comme un poulpe. C'était usant, d'une certaine façon.

...ahtapot gibi düşünüyordum. Ve bunlar bir açıdan aşırı yorucuydu.

Un poulpe a 500 000 petits, dont seule une poignée survit.

Yarım milyon kadar yavru yapıyorlar. Çok azı hayatta kalıyor.

Un jour, elle m'a suivi. C'est incroyable d'être suivi par un poulpe.

Bir gün beni takip ediyordu. Ve bir ahtapotun seni takip etmesi inanılmaz ötesi bir şey.

- Combien de bras a une pieuvre ?
- Combien de bras a un poulpe ?

Ahtapotun kaç tane kolu var?

Je sais désormais comment tel mollusque est lié à l'oursin, et comment le poulpe est lié à ce mollusque.

Artık miğfer salyangozlarının deniz kestanesine, ahtapotun da salyangozlara olan bağlantısını biliyorum.

Cet animal a passé des millions d'années à maîtriser l'art du camouflage. J'ai appris à reconnaître les traces du poulpe.

Bu hayvan, bulunması imkânsız olmayı öğrenmek için milyonlarca yılını harcadı. Ahtapot izlerinin görünüşünü öğrenmem gerekiyordu.