Examples of using "Politique" in a sentence and their turkish translations:
Ben politikadan nefret ederim.
Tom politikacıdır.
Prensipleri değiştirdik.
paylaşmasak bile birlikte yaşayabiliriz.
daha sonrasında ise bir siyasi partinin
Biz politika tartıştık.
Siyasetten nefret ederim.
Bu tartışılabilir bir politika.
O, siyaset hakkında konuşmayı sever.
Politikadan bahsetmekten kaçınırız.
Politikayla ilgilenmiyorum.
siyaset muhabirliğine veya iş dünyası muhabirliğine.
ya da siyasi bir toplantıya katılmak,
iç ve dış politikamız.
hayatımızı, ekonomimizi ve politikamızı ele geçirmiş görünüyor.
Ben buna aitlik politikası diyorum.
Siyasetle her zaman ilgilendim.
Siyaset bilimi mezunuyum
Politik durum değişti.
O, siyasete ilgisiz.
Onun siyasi yaşamı sona erdi.
Tom politikadan hoşlanmaz.
Ben siyasetle ilgili değilim.
Şu politikacı Arizonalı.
Mary politika ile ilgilenir.
Politika hakkında konuşmaktan nefret ediyorum.
Tom bir politikacı.
Siyasi sığınmaya ihtiyacım var.
Ben onların siyasi konumunu paylaşıyorum.
Onun politikaları çok yenilikçi idi.
Biz sık sık siyaseti tartışırız.
O, siyaset hakkında bir şey bilmiyor.
Artık siyasetle ilgilenmiyorum.
Siyasi farkındalık edinmek zaman alır.
politik etkinlikleri daha üstün.
Politikayı uygulayan kişilerin
ve iyi bir siyasi azimle
Politika yalnızca enflasyonu hızlandıracak.
Politika konuşmaktan sakınmayı tercih ederim.
O, yeni bir politika izlemeye karar verdi.
- Tom bir siyasi partiye katıldı.
- Tom bir siyasi partiye girdi.
Tom siyaset hakkında konuşmaktan hoşlanmaz.
Lincoln eski siyasi rakibini karşıladı.
Politika bir fikirler savaşıdır.
Sizin siyasi partiniz tamamen bozulmuş.
Siyasetle hiç ilgilenmiyorum.
Sosyal, politik ve ekonomik sistemlerimiz
ve ülkemizin geleceğini
siyasi yelpazede hangi noktada olduğumuzla alakalı.
politik fay hatlarını geçebilmeli.
Organizasyon herhangi bir siyasi partiyle bağlantılı değildir.
Ekonomi, siyasete derinden bağlı.
Siyasetle alakaları yoktur.
Politikayla ilgilenmiyorum.
Dürüstlük her zaman en iyi politika değildir.
O, siyasetle ilgilenmiyor.
İsviçre göç politikasını sertleştirdi.
- Onun politikaya ilgisi yok.
- Onun siyasete ilgisi yok.
Siyasete girmeyi düşünüyorum.
Politik dünyada pek çok düşmanı var.
İstihdam politikası bir başarısızlıktır.
- Neden politika hakkında konuşmaktan hoşlanmıyorsun?
- Neden siyaset konuşmayı sevmiyorsun?
Tom siyasetle ilgilenmiyor.
O iyi bir politikacı değildi.
Siyasi farkındalık edinmek zaman alır.
politikada ise tek bir basit anlatı var
CQ: Kamp yapmaktan nefret ediyor olabilirim ama siyasete bayılırım.
birisiyle iletişime geçmek için çaba gösterin.
devirerek. Bu arada, siyasi istikrarsızlığa rağmen, Güney Kore'nin
Hükümetin ekonomi politikasını inceledik
Kendisini siyasetten uzaklaştırdı.
Siyaseti dinden ayırmalıyız.
Sanırım politikamızı değiştirmeliyiz.
Siyası yolsuzluktantan bıkıp usandık.
Büyüyen turplar dahil her şey politiktir.
Amerikan siyasetinde yeni bir yüzdü.
O, bir politikacıdan ziyade bir roman yazarıdır.
Yeni bir politikaya acil bir ihtiyaç vardır.
Birisi o politikacıyı öldürmekle tehdit etti.
- Her zaman siyasetle ilgilenmişimdir.
- Hep siyasetle ilgilenmişimdir.
Bu çatallanmanın şahsi ve politik, uzun bir hikâyesi var.
Bu hikâye de politik spektrumu yansıttı.
Bir mali sıkma politikası yürürlüğe giriyor.
O sonunda bir politikacı olarak kendisi için bir isim yaptı.
Bayan Brown, siyaset üzerine bir kitap yazdı.
Benjamin Franklin Amerikalı bir politikacı ve mucit.
Diktatörün devrilmesi siyasi manzarayı altüst edecek.
Hukuk ve siyaset iki farklı şeydir.
O bir politikacı değil, fakat bir avukat.
Kişisel bilgiyi vermemek bizim prensibimizdir.
Devlet ilaç politikalarında reform yapacak.
Uyuşturucu savaşı, siyasi bir savaştır.
Onun politikalarına karşı olanları mahkûm etti.
Onun siyasi skandalla alakalı olduğu söyleniyor.
Polis bir politikacıyı odasında ölü buldu.
İnsan hakları, dış politikamızın ruhudur.
Senin kadar siyasetle ilgilenmiyorum.