Examples of using "Plaisir " in a sentence and their turkish translations:
Evet, memnuniyetle.
Zevkle.
Ne şeref!
Bu bir zevkti.
Gösterinin keyfini çıkar.
Zevkle.
- Ben size memnuniyetle yardımcı olurum.
- Size memnuniyetle yardımcı olurum.
Biz konuşmaktan hoşlanıyoruz.
O zevk bize ait.
İşten zevk alıyor musun?
Böyle yaşamak hoşuna gidiyor mu?
Onda eğlenceli olan nedir?
- Memnuniyetle.
- Hay hay.
- Seve seve.
- Başımla beraber.
Hoşça kalın.
Ben bundan zevk aldım.
Bu beni mutlu ediyor!
Bize zevkle yardım etti.
Seninle yemek yemekten hoşlanıyorum.
Sizinle tanışmak bir zevkti.
Zevk bir günahtır ve bazen günah bir zevktir.
Biz patenle kaymayı seviyorduk.
Onunla konuşmaktan zevk aldım.
ve bedensel bilgiye sahiptiler.''
Şundan gerçekten hoşlandım.
Burada olmak bir zevk.
Görevlerimi zevkle yerine getireceğim.
Bu beni kesinlikle mutlu ederdi.
Görüşürüz.
Memnun olurum.
Ben çalışmaktan zevk alırım.
Bunu zevkle yapacağız.
Size yardımcı olabilmek bir zevk.
Bu kitaptan zevk aldım.
Sizin şirketten hoşlandım.
Ben ondan çok hoşlandım.
- Ben size memnuniyetle yardımcı olurum.
- Size memnuniyetle yardımcı olurum.
- Memnuniyetle sana yardımcı olacağım.
Seni görmek her zaman bir zevk.
Oyundan hoşlanıyor musun?
Bundan zevk aldığını umuyorum.
Bu hoşuna gidiyor, değil mi?
Hafta sonunun tadını çıkarıyor musun?
- Seni tekrar görmek güzel.
- Sizi tekrar görmek güzel.
O, o ziyaretlerden zevk aldı.
Hayatta her şey hoş değidir.
Kitap okumayı zevkli buluyordu.
Burada olmak büyük bir zevk.
Seninle mektuplaşmaya can atıyorum.
Zevk için ağaç kesmiş.
Zevkle okula gidiyorum.
Eğer bu seni memnun edebilecekse...
Okumaktan zevk alırım.
Ben seyahat etmekten zevk alırım.
Lütfen yarın geri gel.
Pokeri seviyorum.
Sizinle sohbet etmek güzeldi.
Sizinle konuşmaktan zevk aldım.
O zevk bana ait.
Seninle tanışmak bir zevkti, Tom.
Sevinmek, üzülmenin karşıtıdır.
Seninle tanışmak hoştu.
O kitabı okumaktan zevk aldın mı?
Gösteriden hoşlandığını umuyorum.
Sonunda sizinle tanışmak bir zevk.
Ünlü olmaktan hoşlanacağınızı düşünüyor musunuz?
Sizinle konuşmak bir zevkti.
ve tüm süreç boyunca çok daha fazla eğlenmemi sağladı.
Lezzetli şeyler yerken olduğu gibi, haz aramak
Sizinle olmak büyük bir zevk.
O, kendi eğlencesi için piyano çalar.
O, zevkten başka hiçbir şey için yaşamaz.
Okumak bana büyük bir zevk verir.
- Bana bir iyilik yap ve kes sesini.
- Bana bir iyilik yap ve çeneni kapa.
Hiçbir şey bizi daha fazla memnun edemedi.
Seninle yemek bir zevk.
Zevk aldığım için bunu yapıyorum.
Hiçbir şey bana daha büyük bir zevk vermezdi.
Yine Hawaii'de olmak ne güzel!
Eğleniyor gibi görünüyor muyum?
O bisiklet sürmekten hoşlandı.
TV izlemekten keyif aldık.
O zevk bana ait.
Hiçbir şey beni daha fazla memnun edemez.
Onun seni mutlu edeceğini biliyordum.
Onun onları mutlu edeceğini biliyordum.
Mektubunu büyük bir zevkle okudum.
O, onunla birlikte olmaktan hoşlanırdı.
Bazı insanlar sadece zevklerinin peşine düşerler.
İstediğin zaman gidebilirsin ya da kalabilirsin.
Kaybetmekten hoşlanır mısın?
Seni memnun etmek istiyorum.
Sizinle tanışmak bir zevkti, Bay Tamori.